SİLİVRİ Belediye Başkan Yardımcısı Yılmaz Kandemir, Eğitimciler Birliği Sendikası’nın yayınladığı bildiriye basın toplantısı düzenleyerek cevap verdi…
Kandemir, toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını cevaplarken Noter olmasa bile okul müdürü, öğretmenler ve velilerin bulunduğu ortamda kur’a çekilmesi en adaletli yol olur.” Dedi.
BASIN AÇIKLAMASI
26-27 Ağustos 2011 tarihlerinde yerel görsel ve yazılı basında, Eğitimciler Birliği Sendikası İstanbul 5 Nolu Şube Başkanı Sn. Emin Engin’in, beni kınayan yazılı bir basın açıklaması yaptığını okudum.
Bu durum üzerine, bu arkadaşımızın ismini internette aratarak, hangi okulda görev yaptığını ve okulunun telefon numarasını öğrenip telefon açtım. Sn. Emin Engin’in Büyükçekmece TOKİ İmam Hatip Lisesi müdürü ve 5 nolu şube başkanı olduğunu öğrendim. Kendisine telefonda söylediğim ilk cümle, bu işin sendika ile alakası olmadığı ve söz konusu okul müdiresini sokakta görsem tanıyamayacağımı, müdürünün hangi sendikadan olduğunu dahi bilmediğim oldu. Yani ben CHP’liyim diye Eğitim-Bir-Sen üyesi bir müdire hanımı yıpratmak istediğim gibi bir yanlış düşünceye girmemeleri gerektiğini söyledim. Bu müdüre hanım Eğitim-Sen, Eğitim-İş veya Türk Eğitim-Sen sendikasından da olabilirdi. Silivri halkının beni hak, adalet ve eşitlik konusunda kişi ve kurumlar arasında ayrım yapmayacağımı bildiğini söyledikten sonra, müdür muavini İrfan Yaprak ve okul müdiresi hanımefendiyle telefonda neler konuştuğumu en ince detayına kadar anlattım. Sn. Emin Engin Bey de bana Yılmaz Bey, anlattıklarınız doğru ise bu öğretmen hanıma hem sendikamız tarafından hem de Milli Eğitim tarafından soruşturma açılması gerekir, dedi. Ben de şimdi bu müdire hanım hakkında soruşturma açılacak mı, açılmayacak mı, onu merak ediyorum. Sn. Emin Engin Bey, basına yazılı bildiri vermeden evvel telefon açıp bana da ne olduğunu sormuş olsaydı, verdikleri basın bildirisinin içeriği tamamen değişmiş olurdu.
Bu konu bana intikal ettiğinde, tabii ki ben de Silivri’de siyaset yapan biri olarak işin gerçeğini öğrenmek için, 20 yıldan beri tanıdığım müdür muavini İrfan Yaprak’ı aradım. Durumu anlattım ve arkadaşın kızının Cengiz Bey’e verilmesini rica ettim. Bana, tamam Yılmaz Bey, müdire hanıma söyleyeyim, yaparız, dedi. Bir gün sonra öğrencinin babası okula İrfan Bey’e gittiğinde kendisinin ne iş yaptığı sorulmuş. O da sanayi çarşısında oto boyacısı olduğunu belirtmiş. O arada müdire hanım araya girerek, başka iyi öğretmenler de olduğunu söylemiş ve kızını diğer 1. sınıf öğretmenlerinden birine verelim, demiş. Öğrenci velisi de ısrar etmemiş, kabul etmiş.
Müdire hanımla telefon konuşmamız aynen şöyle. Bunu okuduktan sonra Eğitim-Bir-Sen yöneticisi arkadaşlar da konuşmamda hakaret, tehdit, talimat var mı, yok mu karar vereceklerdir diye umuyorum.
“Müdire hanım, öğrenci velisi Cengiz Bey’i ısrarla istediği halde, niye Cengiz Bey’e öğrenciyi kaydetmiyorsunuz? Cengiz Bey’e öğrencileri hangi kıstaslara göre veriyorsunuz? Kura mı çekiyorsunuz?” diye sordum. Müdire hanım, kura çektiklerini söylediler. Ben de bu kuranın adaletli olması için noter huzurunda yapılması gerektiğini söylediğimde, müdire hanım bana, nasıl bir yöntem izleyeceğime karışamayacağımı söyledi.
Kendisine telefonda, benim Silivri’de kırk yıldan beri siyaset yaptığımı, belediye başkan yardımcısı olduğumu ve bu yanlışlığın düzeltilmesi için basın yoluyla kamuoyuna duyuracağımı, evet, kendisine söyledim.
Sevgi ve saygılarımla... (27.08.2011)
YILMAZ KANDEMİR
Coğrafya Öğretmeni
Mali Müşavir
Belediye Başkan Yardımcısı
Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi
Silivri Belediye Meclis Üyesi