Silivri Facebook

Yok Birbirimizden Farkımız
 
Sadece bir şeyler yapanlarla, küskünlerle, onların kamuoyu üzerinden postacılığını yapan gazeteciler var. Herkes bir şeylerden şikayetçi. Birileri de şikayetçi olanlardan şikayetçi. Durum böyle olunca, davasında da herkes haklı. Tıpkı Nasreddin Hoca’nın dediği gibi “sen de haklısın”.
 
Sıkıldım ve bunaldım herkesin birbirini karalamasından. Kim farklı ya da kim daha dürüst ki bu hayatta. Siyaset denen girdabın içinde her kafadan bir ses “o bunu yaptı, o şöyle yolsuzluk yaptı”. Kim gelirse başa, nimetlerinden yararlanmayacak mı? Neyi konuşuyoruz? Var mı biri, çıkıp da ben geldiğim noktada hiçbir hakkım olmayan şeye el uzatmadım diyebilecek. Sözüm sadece siyasiler için değil. Toplumumuzda ki tüm meslek ve yetkiye sahip insanlar için. Az veya çok herkes bir şeylerden yararlanmanın peşinde. Eleştirilene domates desek, eleştiren kendini karpuz ilan ediyor. Ortadan ikiye yardın mı, özünde onun da domates gibi kırmızı olduğunu görüyorsun. Sonuçta kandıran kendini kandırıyor, kendimizi kandırıyoruz.
 
Ve her gün kamuoyunda dolaşan sıkıcı ve kendimizin dahi inanmadığı masallarla ömrümüzü geçiriyoruz. Bunun suçlusu Ahmet veya Mehmet değil. Sistem böyle. Oyundan kimi alırsan al, yerine kimi koyarsan koy strateji belli. Sistemi insanlar kurdu ancak sonra sistem insanları yönetmeye başladı. Yani bu canavarın yaratıcıları bizleriz. Şimdi öğütülmeye başlandık mı bağırıyoruz. Hepsi hikaye, hepsi geç kalınmışlık, hepsi son pişmanlık. İnsanın sokaklara çıkıp haykırası geliyor tüm bunları ama, sistem bu sefer de sizi deli ilan edip yine saf dışı bırakmanın yollarını da bulur. İşte bu yüzdendir ki, bundan sonra yapılanları eleştirmeme kararı aldım. Kişilerin davasına sahip çıkmadığı bir ortamda, gazeteci kimsenin maşası değildir. “Bak sana bir haber, patlat ortalık karışsın” cinsinden sözlerle kimse elini ateşe sokmadan, sen yaz derler. Dediğim gibi diyen iki gün sonra aynısını yapar ve cevap da “aynı şey değil” olur. İşte tüm bu bilinmezlikler ve saçmalıklar içerisinde bir tek şey var ki, o da herkes kendini kurtarmanın peşinde. O zaman herkesin yolu açık olsun, yaptığı da yapmadığı da helal olsun. Benim ülkem zengin, yiyene de yeter bana da yeter. Bu güne kadar benden vatandaş olarak çalınan ne varsa helal ediyorum, alkışlıyorum. Sistem karşısında boynumuz kıldan ince.
 
Politika Nedir?
Bir bürokrat yoksul bir adamı ziyarete gitmiş demiş ki:
"senin oğlana bir eş bulalım, zamanı geldi artık."
 
Adam: "ben hayatımda oğlumun işine karışmadım." demiş.
 
Bürokrat: " ama demiş bu kız Rahmi Koç'un kızı" deyince
 
Adam: "a aaa ..tamam o zaman" demiş ve durumu kabul etmiş"
 
Sonra bizim bürokrat Rahmi Koç'un evine gitmiş:
" kızınız için harika bir koca adayı buldum" demiş.
 
Rahmi Koç şaşırarak: " ama benim kızım daha çok küçük" diye itiraz etmiş.
 
Bürokrat: " ama bu genç adam DÜNYA BANKASI'nda başkan yardımcısı" deyince.
 
kızın babası: " a aaa... tamam o zaman" diyerek duruma hemen razı oluvermiş.
 
Sonunda bizim bürokrat DÜNYA BANKASI başkanını ziyarete gitmiş ve demiş ki:
"başkanım, size harika bir başkan yardımcısı adayı buldum"
 
Başkan: " iyi ama benim zaten ihtiyacımdan fazla yardımcım var" deyince
 
Bürokrat: ama bu Rahmi Koç'un damadı" demiş.
 
Başkan da " a aaaa...tamam o zaman" demiş.
 
İşte politika budur...
 
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle HOŞÇA KALIN

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol