Bu iki ana başlıktan,benim ele almak istediğim ,bu çadırların kullananlar tarafından suistimal edilmesi.
Kurulan çadırların asıl amacı,durumu iyi olmayan ve muhtaç insanların en azından bu ayda karınlarını doyurabilmeleri. Ancak gelip görülmesi gereken,yardıma muhtaç insanlardan çok,bunu fırsat bilenlerin, burada karınlarını doyurduklarıdır.
Kimler yok ki,çadırda.Esnafından tut,sırf farklılık olsun diye çadırda iftar açanına kadar herkes orada.tamam,iftar çadırının bir diğer amacıda,iftar saatinde evine gidemeyenlerin oruçlarını açmalarını sağlamak.Ama,herhalde,gerçekten muhtaç insanlar dururken,sırf evine gidemiyor diye,parası olanların da gelip burada yer işgal etmelerinin bir anlamı yoktur sanırım,Dedim ya,herkes orada.
Cebinde paran varken be mübarek adam,orada iftar açmana ne gerek var.Özellikle çevre esnafında,bir domates bir parça peynir almak yerine çadırda yer işgal etmesi bence son derece anlamsız ve düşüncesizce bir davranış.Biraz saygı,biraz tok gözlülük bu işi çözer diye düşünerek fazlaca iyimser davranmıyorumdur umarım.
DENİZ ÇÖPLÜĞE DÖNMÜŞ DURUMDA
Dün sahilde yürürken , gözüme ilişti.Şöyle bir denize baktım ve ne göreyim.Daha doğrusu ne görmeyeyim demem gerekirdi.Meşhur Boğluca Deresi’nin denize bağlandığı yerden,kumluk mevkii yönüne doğru,denizin içi resmen bir çöplüğü andırıyor.Birde o çöpler,o anlamsız bir renge(pislikten) dönüşmüş deniz ile birleşince,insanın içinden her şeyi söylemek geliyor.Ancak burada söylenecek olanlar,bu sefer yerel yönetim değil.Burada söylenecek olanlar,oraya o atıkları,çöpleri atan saygı değer (istisnalar hariç) Silivrili vatandaşlara.
Hani derler ya “çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batıracaksın “diye .Evet,konu şikayet oldu mu, vatandaş yolda bizi çevirip başlıyor anlatmaya.Peki denizdeki su şişesinden tutun futbol topuna,çekirdek ambalajından tutun meyve sandığına kadar olan bu zengin ürün yelpazesinin suçlu yada suçluları kim?Cevap,eline çekirdeğini alıp,çöpünü yürüdüğü sürece yere atan,suyu içip denize fırlatan,daha doğrusu çevreye saygısı olmayan ve nasıl olsa denizdir alır götürür mantığıyla hareket eden sayın halkımızdır.
Her şeyi yerel yönetimlerden beklemek,sanki bize düşen bir sorumluluk yokmuşçasına hareket etmekle ve ardından tutup şikayette bulunmakla bu sorunlar çözülmez.Elbette, yönetiminden vatandaşına kadar bir uyum içinde çalışılırsa, ne bu sorunlar yaşanır,ne de sorunlar uzayıp gider.