KÜRT İDRİS'İN OĞLU MURAT ÖZBİR

Beni iş hayatında çok ünlü babası İdris Özbir (Kürt İdris) ile tanıştırdı

KÜRT İDRİS’İN OĞLU MURAT ÖZBİR… (C. DAVUTOĞLU)

8O’li yılların sonunda tanıdım Murat Özbir’i… Çok yakışıklı, gözü pek, kimseyi dinlemeyen ve mert bir delikanlıydı…

O tarihlerde Bilim İlaç Sanayi'de Satış Müdürü olarak görevliydim, Gayrettepe’de Özbir Ecza Deposu açılmıştı. Deponun yetkilisi Şişli Derman Eczanesi sahibi Erdal ile iş ilişkimiz vardı…

Deponun açılışında olsun, çalışmalarında olsun sık sık yanına gider az şekerli kahvemizi yudumlardık. Bir gün yanımıza aslanlar gibi bir genç geldi, Erdal bizi tanıştırdı. “Murat Özbir” Memnun oldum dedikten sonra aramızda koyu bir sohbet başladı…

Daha ilk gün; “ Abi seni bırakmam, sohbetin çok hoşuma gitti. En kısa zamanda ziyaretine geleceğim” dedi… Beni iş hayatında çok ünlü babası İdris Özbir (Kürt İdris) ile tanıştırdı… Bir süre sohbet ettik Böylece dostluğumuz başladı.

Sık sık yanıma uğrar, o günlerde Tarabya Ekmek Fırını ile ilgilenir, en çok zamanını benim gibi geceleri eğlenmeye ayırırdı. Anadolu’dan gelen ecza deposu sahiplerini akşam yemekleri ve gece kulüplerine götürme misyonum olduğundan Murat ile sık sık karşılaşırdık…

O yıllarda Tarabya meşhurdu Zarifler, Yıldızlar, Filiz gibi mekanlara giderdik… Taksim’de Elma Kabare isimli gece kulübü açılmıştı, gece 12’den sonra uğrak yerimiz olmuştu. Yoğun çalışmanın ardından haftanın 4-5 günü Zarifler Restoran, oradan Elma Kabare…

İşte! Yine bir akşam Murat Özbir ve arkadaşı ile Zarifler’de yan yana masalarda yemek yerken masaları birleştirdik. Sohbet sohbet derken, Murat’tan teklif geldi. “ Haydi! Ağabey Elma’ya gidelim!”

Murat o gün çok alkollüydü… Cin şişesinin sonuna gelmişti. Arkadaşından arabanın anahtarını aldı. ( siyah BMW) “Murat biraz daha otur, arkadaşlarımı göndereyim, gideriz” dedim. “Orada buluşuruz o zaman” deyip kalktı…

O güne kadar beni hiç kırmamıştı ama ne olduysa “ben gidiyorum, sen de gecikme” dedi. O’na şart koştum. Arabanın anahtarını arkadaşına ver, o kullansın! Bu sözümü de dinlemedi…

Kapıya çıktım arabanın anahtarlarını al diye arkadaşına işaret ettim “Murat ver anahtarları” dedim ama nafile vermedi! Vermedi! Vermedi!… ……

On dakika sonra bir haber geldi Murat Özbir yukarıda kaza yapmış… Hemen kaza yaptığı yere ulaştık. Maslak yolunda solda çalışma yapıp, ışıksız park eden bir iş makinasına vurmuş. Artık çok geç kalınmıştı….

Murat’ı eceli çağırmıştı. Uzun süre Tarabya ve bir daha da Elma Kabareye gitmedim… Zarifler Restoran’ın sahibi Muzaffer Çakır ve oğlu Erdal Çakır çok sevdiğim dostlarım. Yazın Muzaffer Çakır ile Assos Kervansaray Otel’de “sahibi” otururken, söz Murat’a geldi, rahmet diledik, Fatiha okuduk…

O gün bizi izleyen Çakır. Ah! Dedi. Keşke sözünü dinleseydi… Ecel dedik, üzüldük bir kez daha. Bunları, 8 Mart Kadınlar Günü’nde Silivri’ye gelecek olan Esra Erol’un ilanını sitemize girdiğimde hatırladım.

Ailem hariç kimseyle paylaşmadığım bu hayatımın acılı kesitini Esra Erol'un eşi Ali Özbir ile paylaşacağım…

O’nun yüzünde Murat’ı bir kez daha görmek için…

Sevgiler.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Metin dursun 9 yıl önce

Allahra met etsin

Avatar
Erdal elmas 7 yıl önce

Naki demir abimdir topragi bol olsun o zaman biraz kucuktum bana cok hizlisin buyu yanima alicam derdi