İhtilal Hakimine Rest Çeken Adam...(Çok Özel Yazı)
İhtilal Hakimine Rest Çeken Adam... ATATÜRK'ÜN atlı koruma polisi... Atatürk otomobiliyle nereye giderse yanındaydı, özellikle Atatürk Orman Çiftliği'ne sık sık giden Atatürk'ün hep yanında oldu... 1950 yılından sonra devletin çok güvendiği bir kişi olarak Adnan Menderes'in yanında korumalığa başladı. 1.90 boylarında, gözü pek "pehlivan" lakabıyla tanınırdı. Sadece Menderes'in yanında değil, ne zaman devlet büyüklerinin yakın korumaya ihtiyacı olsa ilk akla O'nun ismi gelirdi... 1 Mayıs 1959 yılında seçim çalışmalarına katılan İsmet İnönü'ye yine O, yakın korumalık yapıyordu. Tarihte Uşak Hadiseleri diye yazan olayda, Uşak'tan tren garına gelen İnönü'yü bir gurup taşlamaya başladı. Trenin penceresinde bulunan İnönü'nün bir taş başına geldi ve kanlar içinde kaldı diye yazdı gazeteler. İşin aslı öyle değildi. Adalet gazetesindeki fotoğrafta, kan akıyordu ama İnönü'den değil, bu gözü pek adam taş gelmesin diye İnönü'nün üzerine kapaklanmış, başı yarılmış ve kan İnönü'ye bulaşmıştı. Daha sonra yine Adnan Menderes'in hep yanındaydı...  Bir yıl sonra 27 Mayıs 1960 yılında ihtilal oldu. Adnan Menderes, o zamanın Bakan ve Milletvekilleri Yassı Ada'da yargılanmaya başladı. Bunların dışında bazı emniyet mensupları da tutuklanmıştı, içlerinde "Pehlivan" lakaplı korumada vardı. Yassı Ada mahkemesinin sert, insanları azarlayan ve küçümseyen bir mahkeme başkanı vardı, adı Hakim Salim Başol. Yargılama sırası bu mert, gözü pek adama gelmişti. Hakim ifadesini almak için sanık sandalyesine çağırdı ve sordu... - Söyle bakalım "Adnaniye" diye iki maaş ikramiye almışsın doğru mu? - Adam, elini alnının üstüne getirdi... - Hakim, nereye bakıyorsun öyle? - Adam, arkanızda bir yazı yazıyor onu okumaya çalışıyorum... - Hakim, gözün görmüyor herhalde beraber okuyalım... "Adalet" - Adam, "Adalet - Hakim, "Mülkün" - Adam, "Mülkün" - Hakim, "Temelidir" - Adam, "Adalet Mülkün Temeliyse, bu temelin sahibi Ulu Allah'tır,  ben kimseye hesap vermem"...  Diyerek yerine dönmek için emin adımlarla yürümeye başladı. Hakim arkasından geri dön diye bir kaç kez bağırdı ama Adam oralı bile olmadı... Hakime hakaretten ceza aldı... Adama bir suç bulamadılar ama üç kişinin idam kararından sonra en ağır ceza olan 3,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve Adana Cezaevi'nde yattı. Ne zaman Mayıs ayı gelse hep bunları hatırlarım... Bu kadar detayı nereden mi biliyorum? Bunları anlatan kim? Mehmet DAVUTOĞLU, Bu ADAM benim... BABAM. Sevgilerimle.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol