Silivri Facebook

Ölüm Orucuna Başladı...

 BASIN BÜLTENİ                                                                                      14.12.2015

 

 

2023 TÜRKİYESİNDE İNSANLIKTAN SINIFTA KALDIK

 

Hayvan Hakları Gönüllü Savunucusu Ayşenur Sevim kedi ve köpeklerini terk etmediği için üç ay içinde altı kez evinden taşınmak zorunda kaldı. Site sakinleri tarafından Mobinge maruz kaldı.

 

 

Bursa’nın Nilüfer ilçesinde ikamet eden hayvan sever vatandaş Ayşenur Sevim Ataevler’de Nilüfer Belediyesi tarafından yaptırılan Kedi Evi’nde bir basın açıklaması yaptı.

Ayşenur Sevim öncelikle, sokakta yaşayan kedilerin güven içinde kalabilecekleri, mama ve su ihtiyaçlarının Nilüfer Belediyesi tarafından karşılandığı bu projeden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Sevim, Kedi Evi’nde bulunan kedilerin güvenliği için şartların daha da iyileştirilebileceğine dikkat çekerek, projenin genişletilmesi önerisinde bulundu.

Başkan Bozbey’e seslenen Sevim, Kedi Evi’nin yanına bir adet daha yapılmasını, ayrıca etrafının çitle çevrilerek ağaçlar arasında kalan bu yeşil alanın “Kedi Parkı” olarak tahsis edilmesini talep etti.

Nilüfer’de yaşamanın ayrıcalığıyla taleplerini dile getirdiğini anlatan Sevim, projenin diğer belediyelere örnek teşkil etmesi gerektiğine dikkat çekti.

Alanda, kedileri sevmek için gelen hayvan severlerin oturabilecekleri banklarında olması gerektiğini ifade eden ve Kedi Evi’nin daha bakımlı hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Sevim, aynı projenin, “köpekler” içinde hayata geçirilmesini beklediklerini dile getirdi.

Kedi Evi’n de yaşayan kedilerinin isimlerini ve karakteristik özelliklerini basın mensupları ile paylaşan Sevim, site sakinleri tarafından istenmediği için kedilerini buraya getirmek zorunda kalışını anlattı ve canı pahasına onları koruyacağını ifade etti.

 

 

HAMALLIKTAN KAZANDIĞINI HAYVANLAR İÇİN HARCIYOR

Ayşenur Sevim, hamallık yaparak evi geçindiren oğlu Kadir ile beraber yaşadığı evini üç ay içinde altı kez taşımak zorunda kaldığını söyleyerek hayvan hakları konusunda toplumu duyarlı olmaya davet etti.

 

Gönüllü hayvan dostu Ayşenur Sevim basın açıklamasına, ‘Konuşmama, yeryüzünde şimdiye değin katledilmiş, hayvan deneyleri ile işkence görmüş, dövülmüş, tecavüze uğramış can dostlarımızın ruhu için saygı duruşu ile başlamak istiyorum’ diyerek başladı ve ardından süreç içinde yaşadığı haksız muamelelere değindi.

 

 

SİVİL İNİSİYATİF ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASIDIR

 

BARINAKLAR KAPATILMALIDIR

HAY-PARK’LAR HAYATA GEÇİRİLMELİDİR

Modern toplumlarda sivil toplum kuruluşlarının çözümün bir parçası olduğuna vurgu yapan Sevim, çözümün bir parçası olmak adına gönüllü olarak yola çıktığını belirtti.

Konuşmasına şu sözlerle devam eden Sevim şunları söyledi.

 ‘Bursa’ya aidiyet duygusu besliyorsak, sorumluluklarımızın farkında olmamız ve bizi doyuran bu topraklara vefa borcumuzu ödememiz gerekir. Kentimizde yaşayan Bursalılara, kentlilik bilincini aşılamamamız gerekir. Son 50 yılda, çok hızlı kentleşen Bursa, beraberinde birçok sorunları getirdi. Bu sorunları aşmak için gayret göstermek hepimizin görevidir. Bursalı olmanın bir bedeli var. Buraya kadar her şey tamam fakat Bursa’da sadece insanlar yaşamıyor. Nasıl ki çevreyi, yollarımızı ve kentsel planlamayı düşünüyorsak bu sokakların diğer sahiplerini de göz ardı edemeyiz. Dünyamız sadece insan ırkına ait değildir. Yok saymayı seçerek, hakkımız varmışçasına özgürlük haklarını elinden alarak “BARINAK” adı altındaki hapishanelere tıktığımız onca canın vebali hepimizin üzerindedir. Acilen Barınaklar kapatılmalı ve HAY-PARK’lar hayata geçirilmelidir. Mahalle konaklarını düşünen yerel yönetimler bu konuyu gündemlerine almalıdır. Golf sahaları kadar önemsiz olmasa gerek bu konu. Hayvan dışkılarından şikâyet ediyor bazı insanlar. Bu kimseyi öldürmez ve doğa zaten kendi çözüyor konuyu ve insanlığın katline sebep olan atom bombasının yaptığı tahribatı yapmaz asla. Çözüm bulunabilecek bir konu.”

 

PET-SHOP LAR DA HAYVAN SATIŞI YASAKLANMALI

“Bir diğer konu ise pet shoplar ve hayvanların, can dostlarımızın para ile satılması. Bunun mutlaka yaptım gücü olan kanunla önüne geçilmeli ve sadece sahiplendirme yapılmalı.

Ve yine diğer konu başlığımız, sokak hayvanları için ücretsiz tedavi merkezlerinin oluşturulması. Bizim gibi gönüllüler veteriner hekime götürüyoruz fakat bütçemizin kısıtlı kaldığı zamanlarda o an için çözüm bulamıyoruz ve bu nedenle çok sayıda canlı tedavi edilemiyor. Ya da tedavisi gecikebiliyor.

Barınakların arka bahçelerinde neler yaşandığı pek çoğumuzca malum. Şartlar yeterli olmadığı için personel elinden geleni yapsa da sonuç vahim maalesef. Bir vakitten sonra personelinde duyarsızlaştığını gözlemliyoruz. Barınaklarda ölen hayvanlar diğerlerinin arasında uzun süre kalabiliyor. Böylesi acı manzaralar. Dahası, öleni diğer canlıların yediğine bile şahit oluyoruz.  Soruyorum size, doğasında; koşmak, ağaca tırmanmak, toprakta ve çimende yuvarlanmak, güneşi görmek olan bu güzel canlıları hangi vicdan barınağa hapsedebilir? Bunu nasıl yaptık?

 

Bu sokaklarda yaşayan ve çöp konteynırlarımızı dağıtıyor diye bas bas bağırdığımız canlılar bunu hangi içgüdüsel tavırla yapıyorlar düşündünüz mü?

 

Ve yine kamyon kasalarında telef edilen yüzlerce canlı daha tüm sıcaklığı ile maalesef hatırımızda.

Ve yine köpeklerin dövüştürülmesi çok acı bir gerçek olarak çıkıyor karşımızda acilen bunun önüne geçilmeli.

Bu gün biz burada bir parça olsun farkındalık oluşturabiliyorsak ne mutlu.

 

Sayın Basın Mensupları

 

Kentsel dönüşüm adı altında yapılan çalışmalarda sosyal dönüşümü de gerçekleştirmeyi hedeflerken, hayvanlarımızın yaşan alanları göz ardı edilmemelidir. Pek çoğunu yitirme noktasına geldiğimiz, insanı insan yapan değerleri, yeniden hatırlamalıyız. Bizler, camilerinde ve evlerinde, göğünde uçan kuşun suyunu düşünerek mimarisine suluklar ilave eden bir ecdadın torunları değil miyiz?

 

“YEREL DİNAMİKLERİ BİRLİKTE HAREKET ETMEYE DAVET EDİYORUM”

Buradan, Şehir ve Türkiye gündemine yön veren isimlere sesleniyorum, Bursa’dan yola çıkarak Türkiye Cumhuruna Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’na sesleniyorum. Dünya pazarında söz sahibi olmayı hedeflediğimiz bu yüzyılda, kendi topraklarımızda “hayvan haklarını”  koruyamıyorsak nerede kaldı Hz. Ömer adaleti?

 

Suriyelilere kucak açıyoruz fakat bu toprakların canlarını toplu katliamlarla yok ediyoruz. Allah’ın dilsiz kullarını konteynırlarda istif edip öldürüyoruz. İlaç vererek uyutuyoruz. Barınaklarda neler oluyor dikkatinizi çekmek isterim.

Ve yine diğer can yakan, yürek burkan insanlığımızdan utandıran bir olay olan hayvan tecavüzüne ağır ceza gelmeli değil mi bu güzel ülkede? Yeni Anayasada bu konulara ne kadar değinildi?

 

“SİTE SAKİNLERİ TARAFINDAN DARP EDİLMEYE ÇALIŞILDIM”

Hayvan Hakları belki Rusya Krizi kadar gündemde değil böylesi bir süreçte. Yada belki siyasi rant malzemesi olacak bir mevzu olmayabilir. Lakin vicdani sorumluluğumuzdur.

Avrupa Birliğine girmek için bu denli uğraş verirken, AB standartlarında hayvan hakları uygulamaları ile ilgili, sizleri, ÜLKE geleceğini şekillendirme noktasında, birlikte hareket etmeye davet ediyorum.

 

Nilüfer İlçesi’nde yaşayan bir Nilüferli olarak ben, dün bu saatlerde, bir anne olarak, evladını 23 yıldır yalnız büyüten bekâr bir anne olarak, köpeklerim siteye girdiği için apartman sakinlerim tarafından adeta darp edilmiş ve şiddetli ‘Mobinge’ maruz kaldıysam, bu kimin ayıbıdır?

Doktor raporu ile sabit olan bu küstah tavır 2023 Türkiyesi’nde nasıl yaşanabilmekte? Onları güvenle besleyebileceğim bir mekân bulmak adına evimdeki eşyalarıma kadar satmışken ve kapıcı dairesinden başka bir yerde oturamıyorken sorarım size…


"HER ZAMAN YAPICI OLMAYA ÇALIŞTIM"

Başta büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Recep Altepe ve Nilüfer Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey olmak üzere site bahçesinde hayvanlarımızın güven içinde bakılabilmeleri noktasında desteğinizi bekliyorum.

 

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının bana verdiği hakla, sahipli hayvanıma kimse karışamaz. Sahipli hayvan adına ‘imza’ toplamanın yasal geçerliliği yoktur. Sahipli hayvana karşı yapılan eylemler, ‘MALA ZARA VERME’ Ceza Kanunu 151. Madde 2. Fıkra başlığı altında ele alınır. Türk Ceza Kanununda Kanun Numarası 5237: 

Yine 5199 Hayvanları Koruma Kanunu Madde 1 der ki: Bu kanunun amacı, hayvanların rahat yaşamaları ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların; acı, ızdırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.

Ev ve süs hayvanlarının korunmasına dair Avrupa sözleşmesi Madde 31 de ise; “Hiç kimse bir ev hayvanının gereksiz acı, sıkıntı çekmesine sebep olamaz. Hiç kimse bir ev hayvanını terk edemez” der.

 

ÖLÜM ORUCUNA BAŞLADI

 

Aynı zamanda dikkat çeken bir sorum olacak değerli basın mensupları.

 

“Hayvanları sevmek zorunda mıyım” diyen apartman sakinlerime sormak isterim.

Balık yer misiniz? Ya tavuk, ızgara? Süt içer misiniz? Peki ya bal, tereyağı?”


Konuya çözüm odaklı yaklaşılması gerektiğini ifade eden Ayşenur Sevim, Hayvan Hakları konusunda duyarlı insanları, can dostları için aktif rol almaya davet etti.

 

Son olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘kedisini’  yanından ayırmadığını hatırlattı.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in Kedisi Müezza’dan bahseden Sevim, Osmanlı Saraylarında hayvanlara ait bölümler olduğunu hatırlattı ve Nuhun Gemisi’nde hayvanlarında yer aldığını ifade etti.

 

Ayşenur Sevim yerel ve ulusal düzeyde konu ile ilgili birinci ağızdan açıklama gelinceye kadar Bursa Ataevler Mahallesi Ataevler Taksi Durağı yanı Kedi Evi’nde ölüm orucuna başladı.

 



Fatmanur Beken

 

0 530 404 93 40

 

[email protected]

[email protected]



 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol