Silivri Şehrin Azizleri
Yazımızın başlığı, Troy Duffy’nin senaryosunu yazıp yönettiği bir filmden alınmıştır. Filmde, ikiz kardeşlerin şehrin kötüleriyle olan savaşını anlatmaktadır.
Belki de; birçoğumuzun hayalinde, yaşadığı şehri kötülüklerden kurtaran bir kahraman, bir şehir efsanesi olma arzusu yatmaktadır. Kasabalar, her zaman feodal bir yaşam tarzını yansıtmış, bu yaşam tarzında kalmalarında da ısrar edilmiş küçük yerleşim yerleridir. Bu feodal yapı çözüldükçe; şehir, kozmopolit bir yapıya dönüşecek ve kapitalizm artacaktır.
Ne yazık ki; bu gelişen kapitalizmden yine; şehrin kapitalistleri şikâyetçi olacaktır. Bu feodal yapının İstanbul’a 60 km kadar yakın olması bizleri şaşırtmasın! Çünkü kapitalist düzen, dışarıdan gelen sermaye grubunu kabul edecek lakin beşeri göçü kontrol altında tutmak isteyecek ve zaman, zaman ret edecektir.
Şehrin Azizleri ortaya çıkar…
Batı da ve günümüzde; ağalık, beylik, korku ve baskı sistemi, artık ismini ve yönetim sistemini değiştirecektir. Şehrin ileri gelenleri, nüfuslu aileler ve iş adamı unvanlarıyla, küçük şehrin büyük yöneticileri olarak karşımıza çıkacaktır.
Silivri’de; Altınorak ailesi, Sarıbekir ailesi, Silivrili ailesi, şehrimizde en geniş arazilere sahip ilk üç aile olarak bilinmektedir. İşte bu üç aile; yıllarca, Silivri’nin yönetiminde rol aldılar. Belediye Başkanı olacakları işaret ettiler, resmi kadroları atadılar, şehrimizin imarını yönlendirdiler, beşeri konumunu yönettiler. Alt kadrolarının da Silivrililerden olmasına özen gösterdiler…
İcraatlarında hiçbir zaman kendi ad ve unvanlarını kullanmadılar. Kurdukları cemiyet ve dernekleriyle ya da üyesi bulundukları uluslararası kuruluşlarla sonuca ulaştılar. Altınorak ve Silivrili aileleri açık ve net bir politika izleyip, siyasi yaşamlarında ülke gündeminde yer alacak kadar ilerlediler.
Oysa Sarıbekir ailesi siyasete hep mesafeli bir görüntü sergiledi!
Silivri Gotham Şehri mi? Kim bu Maskeli Adam…
Fabrika yatırımları, iş istihdamı, okul yapımı, yardım kuruluşları, onlarca çocuğa okul yardımı sayabileceklerim. Silivri eşrafından birine sorduğunuz da; “Kimdir” diye? Tereddütsüz, Yusuf Sarıbekir ismini verecek ya da SARTEN diyecektir. Sanayici Kimliği ile ve saygın kişiliği ile her zaman kendisinden söz ettiren değerli iş adamımız Yusuf ağabeyimiz siyasette Niçin BATMAN rolünü üstlenmektedir!
İzlenimlerim 1994 yılından bu yanadır. Ben, gazeteci Cem Güner kardeşimizin “70 yaşında bir sanayicimizdir. O işinde gücündedir” tanımına asla katılmıyorum. Çünkü Yusuf Sarıbekir kendisini Silivri’nin her alanında hissettirmiş ve Silivri’nin geleceği ile ilgili birikimlerini her zaman kabul ettirmiştir.
“Savaşları muhaberat, şirketleri istihbarat kazandırır” sözü, sayın iş adamımızın nezdinde doğrulanmaktadır. Yanlış istihbarat Bağdat’tan döner mi? Kesinlikle dönmez, üstelik Bağdat Hırsızının da ağzını sulandırır. Havada uçuşan beyaz zarflar barış güvercini değil, Türk Hava Kurumu zarfından öteye geçmez…
Silivri’nin beşeri coğrafyasını takip etmek, ne Yusuf bey’e ne de Silivri’ye artık bir fayda getirmeyecektir. Yusuf bey’in bundan böyle şehrimizin siyasi haritası üzerinde çalışmalar yapması ve siyasi mevcudu takip etmesinde yarar görüyoruz…
Bir örnekleme yapalım: Erzurum Mahallesi, Tokat, Mahallesi, Yıldırım Mahallesi diye adlandırılan ve yurdun çeşitli illerinden gelen göç ailelerini barındıran bu mahallelerde kaç genç nüfus vardır? Bunlardan kaçı üniversite mezunudur? Kaçı işsizdir? Kaçı Silivri siyasetinde aktif rol oynayacaktır ve bu gençlerle ilgimiz ne kadardır? Onları, kendimizden uzak tutmak için harcanan çabaya üzülüyoruz. Artık, onlar da Silivrilidir ve beraber yaşıyoruz…
Kısacası Yusuf bey’i bizzat işin içinde görmek isteriz. Sütre gerisinden atışlarla başarı zor gelir. Eh, yanıbaşında da bu işin mutfağından gelen bir arkadaşımız var… Berber makasının şaklamaları arasında aktarılan bilgilerle, uzanabileceğiniz mesafeler kısalmıştır. Aksi halde gazeteci kardeşimizin Yusuf bey’i koruma amaçlı olarak söylediği; “Adamcağız işinde gücünde” sözünden yola çıkarak, şuur altında olgunlaşan bu düşünce yapısına dokunmadan geçemeyeceğim.
Hissettiğim o ki; yakında ombudsmanlığınız da tehlikeye girecek gibi duruyor…
Bu şehrin azizi olmak istiyorsanız, koca bir şehir sizi bekliyoruz…