KARPUZU KESMESEK OLMAZ MI? (LÜTFÜ ERTÜRK)
Helal Olsun
Domates festivalini bekliyorduk ki; oda ne? Araya aniden bir karpuz festivali icat ediverdiler. Yani helal olsun demekten başka diyebileceğim söz bulamıyorum.
Olmaz, bu kadar tiyatroya bir salon gerekmez mi? Gerekir elbette… Öyle oyunlar var ki; geniş kadrolarla oynanıyor. Parçaları birleştirmekte zorlanıyor insan.
Karpuzu beraber keselim mi derken!
Sesimiz soluğumuz kesiliveriyor bir an olsun…
- Adam: “Terörü lanetliyoruz”
- Adam: “Terörü lanetliyoruz”
- Adam: “Terörü lanetliyoruz”
- Adam: “Terörü lanetliyoruz”
5, 6. 7…
10. Adam: “Terörü lanetliyoruz”
Sokaktaki adam: “Sanırım ki savaş çıktı!”
Sokaktaki diğer adam: Yok be yaa; Festival yapıyorlar görmüyonuz mu?
Sokaktaki diğer bir adam: “Tutar arkadaş bu lanet tutar.”
Gazeteler:
“Belediye Başkanımız Sayın Özcan Işıklar, Terörü bir kez daha lanetledi.” Bir gün sonra yine gazeteler: “CHP İlçe Başkanı Sayın Mümin Tuğlu da; Terörü bir kez daha lanetledi”
Ak Partililer: “ Tamam önce onlar davrandı ama bizim de bir lanetlememiz gerek”
Anlıyoruz ki; Lanet, oldukça tuttu!
Sağır duymaz uydurur: “Evet, Linet iyi tuttu festivale geliyormuş”
Uyanık gazeteci: “ İyi kazanıyoruz. Bundan böyle iki günde bir siyasilerin Lanet İlanlarını giriyoruz. Eh bereket versin”
Gördüğünü yazan gazeteci: “Buyurun karpuzu beraber keselim”
Racon kesen gazeteci: “Sen kimin Kalemşorusun…”
Bir şey, gerçekten yapmak istenirse bir yolu mutlaka bulunur, istenmiyorsa da; illaki bir bahanesi bulunur.
Sırada yolçatı köyü (Gelevri) var. Bahane yaratmayın şimdi. Bir yolunu mutlaka bulursunuz. En köklü ürünümüzdür…
”Terörün lanetlemeyle biteceğine inanan başka da bir millet bulamasınız hani!”
Evet, belki de haklısınız! Dün, “Kahrolsun …” diye bağıranları susturursanız. Bu gün ancak lanet okursunuz. O da şimdilik yani. Yakında, “lanet okumak günahtır” deyip, onu da; yasaklayabilirler.