Kamu Yararına
Hatırlarsınız, hükümetler; meclisten geçiremedikleri kanunlar için; kanun hükmünde kararname çıkararak aşmaya çalışırlardı… Bülent Ecevit ve Turgut Özal, konunun büyük ustalarıdır.
Belediyelerde de; böyle durumlar hasıl olduğunda çalıştırılan bir maddemiz vardır.
Kamu yararına…
Aslında, kamunun bu yararlardan zinhar haberi olmaz. Belediyecilik (Ürbanizm, şehri yaratanlar) denildiğinde her şey kamu yararına görünür ama bizde öyle olmadığı da ortadır zaten… İşte bu yüzden, “Kamu Yararına” maddesi de ayrıca konulmuştur. Ne zaman ki; madde ortalık yerde söylenir olur, benim de içime bir üşüme gelir, kamu adına titremeye başlarım…
Yapılanların, kamuya hiçte bir yarar getirmediğini kamu da bilir ama diyemez. Aslında dünyadan bir haberdir! Sorun “ Nasıl yararlanabildiniz mi?” diye. Yarım saat belediye başkanlarının nasıl yararlı işler yaptığını anlatırlar ama sorduğunuz sorunun cevabını veremezler!
Örneğin; Mehmet Balcı ile yapılan protokol, kamu yararına yapılmamıştır. Yapılsaydı, Belediye Başkanları onlara söylerdi… Öyle değil mi? Hiç, 260 m2 cami yerine 15000 m2 Kültür evi yapılabilinir mi? O müteahhit ki; hiç hesap kitap bilmez mi? Belediye Başkanımız İyi hesap yapar! Ne diyor? Biz yapacağız! Bittiğinde, bize maliyeti 40- 50 milyon.-TL tutar diyor. Yani, buna göre inşaatın kaba maliyeti ne tutar? 20 milyon.-TL, bilemedin 15 milyon.-TL. Nasıl komik değil mi? Bu hesaba göre; Mehmet Balcı, belediyemize en az 100 daire hibe etmesi gerekiyor! Kamu yararına yani! Mehmet Bey’in kat farkından kazancı ne? 20, bilemedin 30 daire… Benim bildiğim, bu da; Kamu vicdanına sığmaz…
Belediye meclisimizin çoğu inşaatçılıkla yakından uzaktan ilintilidir. Belediye başkanımız kadar hesap yapamazlar mı? Lütfen yani, kamu yararına…
Asıl konumuzdan uzaklaştık biliyorum. Konuşulacak, söylenecek ve sorulacak o kadar söz var ki; içine girince kayboluyorsun…
Bu yazımızdaki asıl konumuz çarşı ile ilgiliydi!
Sevgili okurlarımız, Kamu yararı adına Silvia otel yıkıldı. Tam onu yıkarken arkadaki Çiçek otel ve Dia’mağazasının bulunduğu binada yıkıldı mı? Tabi ki Kamu Yararına… Gelin çarşıya bakın bakalım en sağlam bina hangisi görünüyor. Ben söyleyeyim, mis sokağın başındaki Mehmet- Behiye Özdal pasajıdır. Yakından bakın çatlağı patlağı olmadığını göreceksiniz… Tüm kiracıları kısa bir zaman diliminde tahliye ediliverdi. Bina kamu sağlığı adına tehdit edici durumdadır kararı alındı. Buna kısaca, kamu yararına yıkım kararı deyiverdiler.
Oradan tahliye edilecek her kiracının kira kontratı, müşteri ilişkileri, emek hakları, kontrattan doğacak tahliye tazminatları hiçe sayılarak karar alınıyordu. Her zaman “Önce İnsan” sloganı ile hareket eden başkanımız. Kamu yararı adı altında, 3194 sayılı imar kanunun 39 maddesine dayandırarak; çevrenin can ve mal emniyetini tehdit ettiği gerekçesiyle, Silivri Belediyesi Encümeni tarafından ve İTÜ. Mim. fak.01.08 212 tarihli teknik raporuna istinaden 3194 Sayılı imar yasasının 39 maddesi gereği yıkım kararı alınmıştır. Uygulamanın geciktirilmesi durumunda ise mal sahibine, yıkım masrafları % 20 fazlasıyla yansıtılacaktır diye madde eklenerek tebliğ edilmiştir. Eh bu şartlarda kalacak kiracı bulabilirmisiniz?
30 günde ortalık toz duman. Ne İkbal kaldı, ne istikbal… Tabi ki kamu yararına… ?imdi, Otelin arkasında bulanan ve yıkımda zarar gören bina ile Bu pasajın aynı kişilere ait olduğunu hepimiz biliyoruz… Kamunun sağlığı ve can emniyeti açısı derseniz, bende “düşündürücüdür” derim. Niçin? Bu üç katlı binadan daha elzem olarak ele alınacak ve “Kamu Yararına” yıkılacak öyle çürük binalar var ki hem de 7 katlı falan yani…( Geçtiğimiz günlerde İtfaiye müdahale etti)
Sizin anlayacağınız dostlar, buradan kamu yararına ne çıkacak, hep birlikte göreceğiz.
Çarşı mı? Geçiniz…
Önümüzdeki hafta; sizlere, “Derin Silivri” siyasetini aktarmaya çalışacağım. Sağlıcakla kalın…