DOĞA DOSTLARINA… (LÜTFÜ ERTÜRK)
Doğa Dostlarına…
Bu yazı, Silivri Çevre Derneğine ve Silivri Belediye Başkanlığı adına yazılmamıştır. Üstlerine alınmasınlar yani… Bu yazı, yolu doğayı korumaktan geçen, doğayı seven her vatandaşın ilgisine yazılmıştır.
Yani birileri çıkıp ta sonradan sonraya beyanat vermesinler, gidip, başında poz verip basın bildirisi yazma zahmetinde bulunmasınlar… O fotoğraflar aile albümlerini süsler ancak.
Çalınan Hayatlar, İster insan olsun, ister hayvan; ister kuş olsun, isterse balık! Hiçbir canlı, diğer bir canlının yaşam koşullarını yok etme hakkına sahip değildir. İnsan hariç tabi ki; o çalar, yok eder! Beslenme zinciri, doğanın kendi içerisinde dengesini koruyarak, sürüp gidecektir ama insanın dışında doğa da yok etme diye bir şey yoktur.
Yer, İlçemiz Gümüşyaka Mahallesinin batısında bulanan gölet. Buranın yemyeşil bir bitki örtüsü ile çevrilmiş minyatür bir Abant gölü olduğunu söylersek abartmış olmayız.
İşte bu yeşil vahamızda, vahim olaylar yaşanmaktadır. Gölet suyu çalınmaktadır. Bazı uyanıklar, sulama ve kullanım suyu olarak gölet suyunu çekmektedirler. İşte bu göledimizde yaşayan binlerce balığımızın yaşam hakları da çalınarak yok edilmektedir.
Fotoğrafta görüldüğü gibi yüzlerce balık ölüsü gölet sahiline vurmuştur.
Kimin haberi var?
Sadece bölge halkı biliyor.
Çevre derneği duymamıştır bile… Duysa da kulağı belediyededir. Belediyeden haber bekler. Önceden davranıp da; yanlış bir şey yapmayalım diye sakınırlar.
Silivri Belediyesi de; bu gibi işlere bakmaz…
Ben yine de Gümüşyaka’lı dostların inisiyatif alacağından eminim… Gölet bölgesini koruma altına alarak, bu gibi durumlarda ilgili makamlara bildirimlerde bulunmalarını isteyeceğim…
Bu gün Silivrili bir dostumuzun çarşımızda yaşadığı dramatik olayı sizlere aktarmadan geçemeyeceğim… Adı bende saklıdır.
Olay, Ziraat Bankası önünden, postanenin önüne kadar olan alanda gerçekleşmiştir.
Nedir Olay?
Çarşımızda, bir litre süt bulunamamıştır. Daha doğrusu bir litre süt satan dükkân bulamamış arkadaşımız.
Çarşı yok ki; dükkân olsun, müşteri gelsin, süt bulunsun…
Sevgili Rafet Keskin kardeşimiz, köşe yazısında Prof.Dr Doğan Kuban hocasının sözüne yer vererek bizleri bir oyuna davet etmiş, “Bir ülkede kaldırımların yüksekliği ile medeniyet ters orantılıdır” derdi. Yani kaldırımlar ne kadar yüksekse medeniyet o kadar alçaktır…” Demiş. Ben oyuna iştirak ediyorum.
Bence, Silivri’de medeniyet yol kenarlarına dizdikleri babaların yüksekliği ile ters orantılıdır diye düşünüyorum. Önce, o babaları kaldırarak başlayalım oyuna diyorum ve oyuna iştirak edecek arkadaşlarımızı bekliyoruz…
Sağlıcakla kalın…