DELİKANLIM… (LÜTFÜ ERTÜRK)
Duygu Dolu Bir Mektup Aldım.
Bu gün bir mektup aldım, duygulandım. Mektup kelimesini söylemesini bile özlemişiz. Aşk olsun kız, dizelerinle vefasızlığımızı nasıl da yüzümüze vurmuşsun! Kendi payıma düşen özrümü buradan duyuruyorum. Sevgili Duygu kardeşim, Bu güzel yazından dolayı seni tüm yüreğimle kutluyorum. Bıkmadan usanmadan anlatmamız gerektiğine inanmamız gerekiyor. Haydi, gel sen de böylesine güzel ve anlam taşıyan yazılarını paylaş bizimle. Bayrağı bir adım öteye daha ulaştırmış olacağız. Umuda giden yolculuğa davet ediyorum.
Ne dersin?
‘’ DELİKANLIM İYİ BAK YILDIZLARA ‘’
‘’Deniz, Nazım Hikmet’in ‘’DELİKANLIM ‘’ diye haykıran şiirini dilinden hiç düşürmezdi. Şiirdeki delikanlının kendisi olduğunu bilirdi çünkü ‘’
"delikanlım!
senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan
kainatın en mükemmel şeyidir
delikanlım!
sen ki ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara, onları göremezsin belki bir daha..."
DENİZ GEZMİŞ, HÜSEYİN İNAN, YUSUF ASLAN darağacında 3 fidan. Şimdi o günü düşünelim derinden ve sessiz 6 Mayıs 1972 ‘yi Gözlerini kırpmadan o sehpaya çıktılar hiç düşünmeden ellerini değil, canlarını koydular taşın altına Ama ya şimdi? Bizler, onlar için ne yapıyoruz? Her yıl düzenli olarak anma programlarının yerini çalgılı çengili hıdrellez şenliklerine mi bıraktı yoksa. DEVRİMCİ RUHUNUZA NE OLDU? SAHİ, HANİ TEK YOL DEVRİMDİ…
Geçen yılı hatırladım birden, 3 Fidan için yapılan anma törenini! Hani beğenmediğiniz bir grup genç vardı, hiiç çalışmamışlardı yan gelip yatmışlardı. Hani sırf 68’liler ruhuyla düşündüklerini rahatsız duydukları şeyleri yutmadan açıkladılar diye görevden aldırmıştınız hatırladınız mı? Keşke biraz örnek alınsalardı da bu yılda izleseydik aynı tiyatral gösteriyi Beyaz bir perde gerilmişti sahneye! Arka tarafta rica minnet bulunan bir projeksiyon lambası, lambanın ağzında gölge versin diye folyoya sarılı ortası delik bir bisküvi kutusu! DENİZİN Gemerek’te yakalanışı gazeteci ile yaptığı röportaj Mahkemeye çıkışı daha bir sürü olayı canlandırdı gençler, kendileri yaşadılar o günleri, yaşattılar da; o salonda bulunan herkes döndü o günlere Salonda oturanların gözlerindeki yaşı dün gibi hatırlıyorum
Madem atladınız bu günü ya da hıdrellez daha baskın geldiyse devrim şehitlerini anmaktan ya da hiç bir şey gelmediyse aklınıza yetmez ama 10 dakikalık bir şiir dinletisi ve bir saygı duruşu yeterdi DEVRİM ŞEHİTLERİNİ ANMAYA…
Oysa Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan bu yola çıkarken bile sonlarının ölüm olacağını biliyorlardı Buna rağmen umutsuzluğa asla kapılmadılar ve bir kez olsun düşündüklerini söylemekten taviz vermediler…
Bizler onların yaktığı DEVRİM Ateşi ile yolumuzu aydınlatmaya devam ederken SİZ GENÇLER YAKTIĞINIZ HIDIRELLEZ ATEŞİNİN ÜSTÜNDEN ATALAMAYA DEVAM EDİN Merak etmeyin bizler bu yol uğrunda gereken her şeyi yapmaya hazırız .Siz takmayın kafanıza bunları yiyin için kaza yapın kavga edin nasıl olsa sizi her durumda kurtaracak başkanlarınız arkanızda hiiiiç yormayın devrim ile kendinizi..
Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların gözyaşlarını
boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar! Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar! İşte: şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor! Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; şu güneşten düşen
ateşe fırlat; yüreğini yüreklerimizin yanına at!
Akın var
güneşe akın! Güneşi zapt edeceğiz güneşin zaptı yakın!
Duygu Demirkan Liv