Seçim konuşmalarını bir hatırlayın!Bu konuşmalardan bir tanesi vardı ki; evlere şenlik. Gündeme taşıyan ise; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu idi…
Ne diyordu?
Dayan Yorgo, iktidara geliyoruz!
Hani ayranın yok içmeye... Anlayın işte!
Adam, dese ki; Dayan Ali, Veli, Memo, Reşo (Hoş, bu arada Reşo’yuda kaybettik ya; hayırlısı) hadi anlarım.
İktidara gelemediler!
Olsun…
Yorgo’yu kafaya taktılar ya; illa gidecekler!
Çat kapı, Yunanistan…
Yunanistanı en iyi kim bilebilir? Elbette ki; Sayın Belediye Başkanımız Özcan Işıklar.
Saymasını isteseniz, Silivri’nin köylerinden beş kişiyi sayamaz.
Selanik’in yarısını saysın sana! Hıristo, Yorgo,Vasili, Dimitru, İspiro, Aleks,Adonis…
Kılıçdaroğlu gidecek ya! İki gün evelinden atladı gitti.
Siyaset işte budur dostlar! Orada bir ön hazırlık gerek. Genel Başkanı ne yer, ne içer yaban ellerde! Kavala, kurabiyelerine ayrı bir tad katması gerek! Anne elinden çıkmış gibi olması lazım. Eh, Eli boşta gidilmez Değil mi? Ortaköy’den iki tepsi de börek kaptı
İşte bu yüzden, aman Yorgo diyorum sana ! Dikkat et! Bu ikili senin oraya geldiler mi? Zor da olsa bir gezi falan uydur, çaktırmadan sıyrıl oradan. Yoksa, kapılmadık ne kolun kalır, yapılmadık ne de yolun! Ekonominizi düzeltmek için, Türkiye de; bankalar falan satın aldınız.
Gerek yoktu be Yorgo! Rica et bizim Başkanımızdan, kursun sana bir Gıda Bankası gör bak sonra ekonomiyi!
Ne kadar Milliyetçi Sosyalist olsanda, netice de; Sosyalistsin! Bu kıyağımı da bu yüzden unutma!
Sevgili Yorgo, Şimdi, sen bu; sosyalist ayaklarına kanarsın falan; aman, seni ben bir uyarayım! Bir işin olacaksa şayet bizimle! Sen, sen ol yine de; bizim Başbakanla temasa geç. Aradan aracıyı kaldırmış olursun. Bak, bizim ilçenin bütün işlerini yine Ak Partililer yapıyor.
Bir zamanlar bir arkadaşım vardı! Derin sol ulemalardan ders aldığını anlatırdı. Bir gün, birde baktık. İlçemiz de; AKP’nin kurucu üyesi olmuş!
Yadırgadık…
“Siz bilmiyorsunuz! Ben AKP’nin Sol kanadıyım” dedi…
Yemedi kimse, atıldı!
Şimdi Özcan Bey’in sağ kanadı oldu…
Esasında üzüldüğüm tek bir şey var!
Koskoca Karaşahin’im de; gitti, kuyruğu oldu ya! İşte, asıl buna yanarım…
Dost elinden dolu içmiş deliyim
Üstü kan köpüklü meşe seliyim
Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim
Ben de bu yayladan Şah'a giderim
Dünyanın üzerinde kurulu direk
Emek zay olmadan sızlar mı yürek
Bu düzeni kim kurmuş bizler de bilek
Söyle canım söyle dinlesin canlar
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
O da bir gün devrilir
Haktan emir olmazsa irahmet yağmaz
Şu illerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni
Anladınız mı Sayın Karaşahin?
Bu şiiri, en iyi sen anlarsın diye yazdıydım ammaa…