ONULMAZ YARALARIMIZ OLMASA...

Benim oyum! Senin oyun derken... İçine düştüğümüz nasıl bir oyun?


Namluyu dolduran tetiği çektiren kim?
Kim kimin kuklası, fırsatçı hain halimize sevinenler kim?
İsrail mi ABD mi?
Komplo teorileri mi hangi çarkın dişlisi bunlar?

Ateş saçıyorlar dilleriyle, elleriyle Ateşe koşanlar  var.
Kendini ateşe atıp eşine siper ederek şehadet şerbeti içenler var.
Uzun  namlularla kalleş pusularda ateş açılanlar var.
Ocağı yananlar omuzları çöküp yığılan babalar, bağrı  dağlanan analar var!

Yanlış biliyorlar can canla ödenmez!
Taş oturdu yüreklere kalkmaz dostlar.
Uğraşmayın artık daha fazla acıtamaz canımızı hiçbir şey.
Toprak oldu oğullar...
Bu kadar acımız olmasa kadınlarımız gökyüzünü seyre dalacaktı.
Dilek tutacaktı mesela kayan yıldızda.
Barışı sevgiyi iyi bir hayatı dileyecekti.
Oğulları yaşasaydı dilekleri elbet vardı annelerin.
Bu kadar acımız olmasa aynı güneşte yanacak bir yudum suyu paylaşacaktık.
Ekin ekip tarlalara bir lokma ekmeği bölüşecektik.
Bu kadar onulmaz yaralarımız olmasa...
Ateş aldı evler ocaklar, yanarız insanlık daha çok yanar iflah olmaz bu topraklar. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol