KADIN'a KADIN'lığa Saygılı Bir Dünya Ümidi İle...

”Rica ederiz.8 Mart'ı 14 Şubat ayarında yaşamaya çalışmayınız. 8 Mart'ta biz kadınları tebrik etmek için çok heyecanlı iseniz kutlamalara elinize, dilinize ve belinizdeki faşizmle MÜCADELE etmek ile başlayabilirsiniz.'' diyordu cümlelerinde ruhu coşkun kadın.

Diğer günlere benzesin istemiyordu besbelli. Ritüele dönmüş, manası unutulmuş içi boş günlerden olmasın diyordu. Her gün birbirimizin olmalıydı belki de. Erkek - Kadın ayırmadan ''insanoğlu'' olarak. Ama henüz çok erkendi bu insanlık ve dünyamız için.

Mümkün müydü ki bu? Bu olamadığı için sıradan bir tarih olan 8Mart, 8 Mart 1857'de yaşanan o talihsiz gün sonucunda Dünya Kadınlar Günü'ne dönüşmüştü. Ortaya çıkan manzara gün geçtikçe iyi gitmemiş, her ülkede kadınların maruz kaldıkları haksızlık ve adaletsizliklere karşı birlik olduğu, dik durduğu, sessizlere ses olabildikleri bir güne dönüşmüştü.

 Daha yazacak çok kelime ve anlatacak çok şey var. Lakin bazen kelimeler kifayetsiz kalıyor yaşananları anlatmak için. İçi boş aynı şeyler dönüp duruyor zihinlerde. En iyisi bırakmak bazen akan kelimeler gittiği yerlerde güzel izler bıraksın diye. Bir yara izi değil, bir merhem misali sürülsün zihinlere.

Karşıt cinslerimiz; bizler birbirini tamamlayan bir puzzle parçaları gibiyiz. Siz balıksanız bizler su, sizler yer iseniz bizler gök, sizler güneşseniz bizler ay.

Ne bizler sizler olmadan tam ve bütünüz, ne sizler bizler olmadan tam ve bütünsünüz.

Unutmayınız sizi doğuran, doyuran, huzurlu kılan hemcinslerimiz kadar kadın; kızınız, eşiniz, bacınız kadar aileyiz.

Plazaların beyefendileri, markaların yöneticileri, ey dünyaları dize getiren erkek cinsi; sadece ama sadece (bugün 8 Mart 2016) günü gözünüze, sözünüze, elinize, belinize dar kalıplı zihinlerinize sahip çıkın. Çıkın ki bizi utandırın.

Sevgi ve Huzurla