BİZ % 99'UZ!

Son aylarda nerdeyse üçüncü dünya savaşı çıkmış gibi karışık ortalık... Bir yanda ırkçılık ve milliyetçilik naralarıyla insanlar birbirlerine nefret kusmaktalar, diğer yanda tüm dünyayı etkileyen ekonomik kriz altında insanlar inim inim inlemekte, yoksulluk ve açlık almış başını gidiyor... Bir yanda büyüklerin savaş çığlıkları kulakları sağır ederken diğer yanda dünyanın her yerinde doğal afetlerde ölen çocukların çığlıkları yürekleri dağlamakta... Bu doğal afetlerin ne kadarı gerçekten doğal, bilinmiyor! 

Belli başlı ülkeler dışında tarım ve hayvancılık yok ediliyor, yeniden üretilemeyen genleriyle oynanmış ürünler tüketmeye zorlanıyoruz... Yeni hastalıklar icat edilip insanlar umutsuzluğa sürükleniyor... Toprak, hava, su zehirlendi... Eğitim adı altında beyinler yıkanmakta, düşünmeyen kuklalar haline getiriliyor yeni gençlik... Sisteme en çok itiat edenler de bu yüzden en “eğitimli” insanlar arasından çıkmakta...

Öncelikli olarak bankalar;  başta otomobil, silah ve ilaç sanayi olmak üzere sahip olduğumuz herşeyi üreten ve satan büyük karteller; medya, eğitim, sanat, edebiyat... Herşey ama herşey onların elinde yani tepemizdeki % 1’in...

Dünya bir kaosun içine sürüklenmekte gün be gün... Bizim dışımızdaki bu % 1 çok iyi örgütlenmiş durumda... BM, NATO, Dünya Bankası, Amerikan ve İngiltere Merkez Bankaları, IMF, Davos, küresel şirketler, dünyadaki tüm ham maddelerin kontrolünü ellerine geçirmiş dev tröstler, G8, Greenpeace, Masonlar, İllimunati, CFR, Bilderbergler, Bohemian Grove, Yuvarlak Masa, Trilateral Komisyon ve daha bir çok, birbirinden bağımsız gibi görünen ama aynı kökten beslenen gizli veya açık organizasyonlar...

Dünyada yaşananları, çok yüzeysel olarak ırkçlık veya halkların baş kaldırısı veya ekonomik kriz gibi nedenlere bağlamak olayın derinlerinde cereyan edenleri görmemek demektir ve bu da problemin çözümüne ulaşamamaktır aynı zamanda... Problem iyi analiz edilemezse bir sonuca varmak olasılığı çok düşüktür...

Dünyanın gidişatı “ Yeni Dünya Düzeni” ne doğrudur ve bu çok büyük ve eski bir projedir... Bu düşüncenin mimari, bir zamanlar ABD’nin Türkiye Büyükelçiliğini de yapmış olan Robert Hupe’dir... Hupe, ikinci dünya savaşının hemen bitiminde kaleme aldığı  “Yarının Dengeleri” adlı kitabında gelecekte dünyada hakim olacak süper gücü tarif eder ve der ki; iki kutuplu dünya düzeni geçici bir durumdur ve sadece süper güce geçiş için bir aşamadır...

Temeli tamamen finans, kapital ve para üzerine kurulmuş olan bu teoriyi Hupe kafadan uydurmadı tabii ki, rüyasında da görmedi... Yeni dünya düzeni projesinde başı çeken belli başlı kişiler olmadan bunun olmayacağı kesindir... Bunların en önemlileri ise Rockefeller ve de Rotschild aileleridir...

David Rockefeller plan için şunu söylemekte: “Dünyada tek bir devlet oluşturduğumuzda, halkların kendilerini yönetme hakları, artık dünya bankerleri ve entelektüelleri olan 'elit'in otoritesi altına girecektir. “

Evet, onlar diyorlar ki, dünyayı halklar değil biz elitler, yani parayı ellerinde tutanlar yönetebilirler ancak... Ve bu % 1’lik azınlığın en büyük silahi ise, % 99”un kafasına kazımaya çalıştıkları sihirli bir kelime : Demokrasi!  Aslında var olmayan sahte bir oluşum!

Herşey çok önceden yapılmış planlar dahilinde yürütülmekte, hedefe ulaşmak adına tüm engeller birer birer ortadan kaldırılıyor adeta... Küreselleşme bunun ilk adımı, yeni dünya düzeninin ilk aşaması... Her isyan, her kaos, sokaklardaki her çatışma, iç savaşlar, insanların birbirlerine nefreti küresel güçlere, dünyanın bu küçük azınlığına hizmet etmekten başka bir işe yaramamakta... 


Herşey pahalılaşıyor, kiralar yüksek, benzin fahiş fiyattan satılıyor, giydiklerimiz, yediklerimiz içtiklerimiz... herşey herşey gittikçe pahalılaşıyor... Pahalılaştıkça daha çok tüketime özendiriliyoruz, mutluluğun sırının hep daha çok şeye sahip olmakta olduğunu anlatıyorlar bize sürekli...Savaşları TV’ de film seyreder gibi izliyoruz... Prangasız köleleriz, hayır aslında prangalarımız var ama sadece nitelikleri değişti... 

Başımıza gelenlerin asal sorumluları % 1... Bu ölümlerin, bu kavganın, savaşların, nefretin, acının, yoksulluğun gerçek sorumlusu tepemizdeki % 1’lik küçük ve mutlu azınlık... Ve biz geri kalan % 99... Manipule edilen korkunç çoğunluk... açlık, yoksulluk, depreler, ölümler, hastalıklar hep bizim başımızda, bunların karşısında hepimiz eşitiz... Bizim çocuklarımız ölmekte, bizler kalmaktayız depremlerde beton yığınlarının altında... 

Dünyanın bu gerçeğine çoğumuzun gözü kapalı, en akılllarımız bile bunları red ediyor, onlar ise komplo teorisi diyerek bu gerçekleri hafife almamızı sağlamaya çalışıyorlar ve de başarıyorlar da...

Ülkelerin problemleri nedir? Hangi problemler hangi ülkelerde var? Bizim bu sorunların oluşmasında katkımız ne kadar? Irak ve Afganistan işgallerini, Kuzey Afrika’nın en batısından başlayıp Türkiye’ye kadar gelen kaosu, kargaşayı, dünyayı sallamaya başlayan krizleri, doğal afetleri, teknolojinin ulaştığı yeri vs herşeyi bir bütün içinde, birbirlerine bağımlı şekilde çok iyi analiz etmek gerekir... 

Bunu yapan insanlar var artık, yavaş yavaş 1000 yıllık o derin uykudan uyanızor insanlık ... Küresel krize, küresel sömürüye küresel bir tepki doğmakta... Dünyanın bir çok yerinde insanlar; "Biz % 99'uz, artık tepedeki % 1 tarafından sömürülmek, ölmek, birbirimizi öldürmek, savaşmak istemiyoruz" diyerek sokaklara dökülmeye başladılar geçen haftadan beri... Tüm dünyada 600 büyük şehirde aynı anda slogan atıldı: Biz % 99’uz!

Dünyayı paranın döndürdüğünün bilincinde olan bu insanlar çoğaldıkca ve bizler % 99 arasında olduğumuzun bilinciyle, tek mücadelemizin; tepede bizi yöneten, sömüren ve bunu yapmak için beyin yıkamadan başlayarak birbirimizi öldürmeye ve içimizde nefret tohumları yeşertmeye kadar her türlü yöntemi deneyen % 1 lik azınlığa karşı olması gerektiğinin farkına vardığımızda, üzerimizde oynanan oyunlar bozulduğunda, halklar arasında yaşanan tüm faşizan söylemler ve olayların mutlaka sonu gelecektir... İnsanlık adına, eşit ve adaletli bir yaşam adına verilecek mücadelenin muhatabı; dünyayı, parayı, gücü elinde tutan % 1 lik kesimdir...

“Onlar önce her şeyi harabeye çeviriyorlar ve buna barış diyorlar” Tacitus

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol