Kurban Bayramı arifesinde, acımasız kantarda bir kez daha yüz kilo çekince… Aynadaki yüzüme nasıl inanmaz gözlerle baktığımı bir ben bilirim…
Şaka değil, en az yirmi kilo fazlam var..
İki gecedir, beş kilometre yürüyorum..
Bilgisayarımı spor salonu ile takas etmenin zamanı geldi..
Başıma ne geldiyse, gece yatmadan önce yediğim yemeklerden geldi..
Kurban Bayramı arifesinde, buzdolabına serçe parmağımı uzattım..Küstüm.
Zor barışırım bir daha!
Birde sigara var..Yirmi beş yaşımda askerde paket almaya başladım..
Yaş otuz beş, birkaç gün sonra otuz altı…
On yıldır içiyorum..
İçmiyorum…Yiyorum..
Günde yaklaşık iki paket..
Melunun üzerine türlü şeyler yazdılar içmeyelim diye…
Basiretimiz bağlanmış bizim..Yazılanı okuyoruz…Anlamıyoruz!
İlk etapta sanırım bırakamam, haftada bir paket hedefledim…
Ev ağzına kadar rafta beğenip aldığım, yarısına kadar okuyup bıraktığım kitapla dolu..
Kitaplar bitene kadar yenisini almak yok.
Çok daha yalnız bir yıl hedefledim kendime…
Yalnız ama verimli.!
Acele etmekten nefret ediyorum..O kadar hızlı yaşıyorum ki! Yaşadıklarım ağzımda hiç tat bırakmıyor..
Tadına vardıklarım, kalıcı olmuyor.
Yeni yılın günlerini daha çok çiğneyeceğim..
Bir de biriktiremem ben, saklayamam …
Çok ketum olacağım bu yıl çok…
Düşündüm de geçmişi yazmanın keyfi kalmadı artık..Mazi sıradanlaştı..Okuyorum da herkesinki birbirine benziyor..Bu seneki ilgi alanım bu gün ve yarın…