Aradan haftalar geçince o gün aklımıza geldiğinde “çok gülmüştük” diyoruz ama yapılan esprileri anımsamıyoruz.
Haaaa!
Cem Yılmazdan çok fazla etkilenip, hayatının geri kalan bölümünde kendini sürekli sahnede hisseden ve konuşmalarından vücut diline kadar onu taklit edenlerimiz de, Kurtlar Vadisinde ki Polat Alemdar tiplemesini kendine uyarlayıp, trajik hatta komik ve bana göre rezil duruma düşenlerimiz de var. ( Siyah takım elbise, beyaz gömlek, siyah kemer, siyah ayakkabılar, fakat çoraplar beyaz!)
Ama konumuz o değil! Aklıma gelmişken aynada Memati gibi bakma egzersizleri yapanları da duyuyorum.
“ Bir keskin bakarım şır diye altını ıslatırsın ” gibi...
***
Levent Kırca’nın arabasının içerisinde; trafik polisiyle girdiği diyaloga ve ardından gelen sarhoş tiplemelerine güldük bir dönem.
Ali Poyrazoğlu’nu hala Ali Uyanık olarak hatırlayanlar var.
Bana göre ikisi de bir döneme damgasını vurmuş. “Mizah” denince “ Tiyatro” denince ilk akla gelen isimler ya da isimlerdi diyelim!
Bu günlerde onları daha çok; ya birbirleri hakkında yaptıkları açıklamalarla, ya da gündem de kalmak için söyledikleri sözlerle gözümüzün önüne getiriyoruz.
İşin açığı hem ayıplıyoruz.
Hem kendilerini bu durumlara düşürdükleri için üzülüyoruz.
“Şu saçma sapan yarışma programları olmasaydı da, tiyatrocularımız, mizahçılarımız bu yarışmalarda jüri olmasalardı” diyoruz..
İkilinin arası ödenek olayı yüzünden açıldı.
Levent Kırca; Ali Poyrazoğlu’nun “pornocu ve ahlaksız” olduğunu söyledi.
Arkasından Poyrazoğlu; Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde yayımlanan röportajda;
“Memlekette Levent kadar müstehcen adam yoktur. Çünkü adam 10 yıldır ortalıkla, "S..im, s..im" diye dolaşıyor. Böyle dolaşan adam, kime ahlak dersi veriyor? Levent Kırca'nın yaptıkları baştan sona belden aşağı! Asıl pornografi yapan o. Benim 35 yıl önce yapmadığımın iki mislini şimdi Levent Kırca yapıyor.” Diye karşılık verdi.
Ardından Kırca, Poyrazoğlu’nun eski film afişlerini ortaya çıkarttı ve tartışmayı başka bir boyuta taşıdı.
Bununla da yetinmedi. Poyrazoğlu’nun porno film çektiğini ispat etmek için altı bin YTL harcayarak “ Kayıkçının küreği” adlı erotik filmin afişlerini İstanbul’un çeşitli semtlerindeki billboard’lara astırdı..
Ardından mahkemelik oldular ve biz bütün iyi niyetimizle olanı biteni unuttuk!
Ta ki; Ali Poyrazoğlu’nun Petek Dinçöz’ün programında “Geçen yaz Seray Sever'in Türkmax'da yayınlanan şovunda kalçalarını ellemiştim.
Çünkü 'Beni hiç elleyen olmadı' diyerek beni kışkırtmıştı.” Demesine....
Levent Kırca’nın da “Tiyatro için paraya ihtiyacım var. Bu yüzden 1 YTL’ ye soyunurum" diyerek yeniden gündeme gelmesine kadar.
Ne diyelim!
Biz artık ikinize de gülmüyoruz!
Siz de kendinize güldürmeyin istiyoruz!