***
Kırmızı donlar hazır mı?
Çam ağaçları...
Çam ağaçlarını neden pencerenin önüne koyar insanlar...
Kendileri için mi?
Yoldan geçenlere kozalak toplatmak için mi?
***
Bu yılbaşı evdeyim arkadaş..
Kimsenin gelip gitmesini de istemiyorum...
Yılbaşı gecesi bir misafir geliyor..Biz Haziran ayına kadar belimizi doğrultamıyoruz..
Millet viski içecek ben yılın yarısını kredi kartının asgarisini ödeyerek geçireceğim.
Oldu!
Evde ne yapabiliriz onu düşünmek lazım..
***
İlk akla gelen ağzı açık televizyon izlemek tabii.
İzleyeceksin ki eğlence mekânlarında dağıtan insanlara imrenesin, evde oturduğun için gece saat on ikide kendini evin balkonundan aşağı atasın.
Aklıma gelmişken yazayım, yeni yıla “merhaba” dediğimiz dakikalarda kafanızı evinizden dışarı çıkartmayın! Vurulma tehlikesi var!
Televizyonlara da aldanmayın, programların hepsi banttan..Sen Şarkıcıyı izliyorsun o kim bilir nerelerde fink atıyor...
***
Bu yılbaşı gecesi farklı olsun!
Fotoğraf albümlerine bakalım mesela, çerçevelerde kalan akrabaları, tanıdıkları yad edelim..
Yaşayanların kulaklarını çınlatalım...
Televizyon izlemeyelim de, radyo dinleyelim..Radyolarda canlı yapılan yarışmalara katılıp hediye kazanmaya çalışalım...(Ben TRT’den hala nostaljik görünümlü radyo kazanamadım Belki bu yılbaşı...Kim bilir?)
En sevdiğimiz kitabın en sevdiğimiz bölümünü, alkol beynimizin tüm hücrelerine sahip olmadan okuyalım ki tadı yeni yılda damağımızda kalsın..
En son ne zaman yüksek sesle şarkı söylediniz?
En son ne zaman gözler nemli şiir okudunuz.?
Elinizden gelmese bile bu yılbaşı gecesi yemeği siz yapın... Sofrayı siz kurun...
Çocuk olun bu yılbaşı gecesi, isim şehir oynayın..
Dünyanın en komik resmini siz yapın...
Dünyanın en komik resmini siz yapın...
Bu yılbaşı gecesi, evdekilerle konuşun, korkularını, beklentilerini dinleyin...
Kendiniz gibi olun bu yılbaşı gecesi..
Başkaları gibi olmayın.
Başkaları gibi olmaya çalışmayın...