Erdemlilik; eşitlik, hak, adalet gibi değerleri de içinde barındırır.
Erdemlilikte; riyakarlık, ikiyüzlülük, yalan dolan, dedikodu, iftira, yolsuzluk, rüşvet, hak gaspı, ayrımcılık, kışkırtıcılık yoktur.
Erdemlilikte; öldürme, işkence, tuzak kurma, zayıfı ezme, hor görme, küçümseme, aldatma, sömürü, faydacılık, kayırma, yalakalık, yağcılık da olmaz.
Erdemlilik; hırsızlık, hortumlama, çalma, toplumca kabul edilen dini ve ulusal değerleri istismar- kullanma, rant elde etme gibi dürtü ve davranışları red eder.
Erdemlilik; emektir, emeğin karşılığı olmayana el uzatmaz, uzatana karşı çıkar.
Erdem ve Erdemlilik üzerine yüzlerce örnek verebilirsiniz. Bizim burada kimseye erdem ve erdemlilik dersi vermek gibi düşüncemiz yoktur. Haddimiz de değildir. Ancak toplumsal çürümenin bu kadar derinleştiği bir ortamda erk sahiplerinin neden olduğu mevcut yapı, pay ve gelir dağılımındaki derin çelişki bireysel ve toplumsal erdemliliği tartışmaya açmayı gerekli ve zorunlu hale getirdiğini düşünüyorum.
Bireylerin erdemliliğini sorgulamaktan çok, ekonomik - siyasi ve ideolojik yapıyı sorgulamak ve ona göre çözüm üretmek gerekir.
Kısaca sorun sistemdedir. Vahşi kapitalizmin değerlerinin içinde erdemi nereye koyarsınız. Kapitalizmin bizatihi kendisi sermayenin emek üzerindeki tahakkümü ve sömürüsünü hangi erdemli şablona oturtursunuz. Erk sahibi sermaye ve siyasi diktatörlüğünü hangi erdemlilikle izah edersiniz?
Hal böyle olunca erdem değerlerinden yoksun kapitalist ekonomik düzende erdem yoktur. Bireylerin erdemliliği de fazla bir şey ifade etmiyor ne yazık ki!
Ünlü düşünür Diyojen gün ışığında elinde fener dolaşıyormuş. Görenler şaşkın sormuşlar. “Diyojen, gündüz gözüne elinde fener ne yaparsın?” Diyojen “ Adam arıyorum adam” demiş. Bulmuş mu aradığı adamı bilinmez ama, biz de üçüncü bin yıla girerken ERDEM ARIYORUZ ERDEM.