ÖNCELİKLİ HEDEF... (NECLA COŞKUN)
ÖNCELİKLİ HEDEF   Öğretmenim bir puan verirseniz teşekkür alacağım, takdir alacağım sezonu açıldı.   Çocuklarımız ne alacak? Karneye bakan veli, çocuklara karnesini soran konu komşu, eş dost akraba ne öğrenecek?   Karne bize ne söyler?   Çocuğun nasıl bir insan olacağını mı; yoksa bu dönemde hangi dersten ne kadar kazanım sağladığını mı? Karneyi soran yetişkinlerin pek çoğu, çocuğu (bir o kadarı da okulu, öğretmenleri)yargılamaya hazırdır. Çocuğun bütün yaşamına, kişiliğine, nasıl bir insan olacağına dair her şeyi o karnede bulmaya çalışır. Peki, sadece sonuca bakmak ne kadar doğru?   Aileler bir sonraki sonucu nasıl etkileyebilir?   Karneden memnun kalınmadığı durumda, bir sonraki sonucu değiştirebilmek için karnenin alınmasına kadar geçen sürece bakılmalı ve o süreçteki eksikler tamamlanabilmelidir.   Kazanım uzun bir süreç işi. Bir yetişkin olarak bizler neyi ne kadar sürede öğrenebiliyoruz? Öğrendiklerimizi ne kadar sürede hayata geçirebiliyoruz? Gerçekçi olmakta fayda var. Öğrenmenin ve başarının pek çok değişkeni olduğu unutulmamalıdır. Aile ortamı bunların başında gelir. Çocukların farklı zekâ, yetenek, ilgi ve tutumları da bunu etkiler. Sınıf mevcutlarından tutun da çocukların basit sağlık durumlarına kadar pek çok değişken söz konusudur. Hal böyleyken sadece karneye odaklanmak ne kadar doğrudur?   Karne tabi ki önemli bir göstergedir, ancak çocuklarımızın kim olduğunun(kişiliklerinin) göstergesi değildir. Onların bir dönem içinde hangi dersten ne kadar kazanım sağladıklarını, ne kadar öğrendiklerini bize söyler. Her zaman daha iyisini yapmak için fırsat vardır. Çocukları bu fırsatlara ulaştırabilmek için de öncelikle yetişkinler sürecin farkında olmalı, okul ile iletişim halinde olarak çocuğunun eksiklerinin zamanında farkına varabilmelidir.   Çocuklarımıza ne kazandırmak istediğimizi iyi bilmeliyiz. Öncelikli hedefimiz onların akademik başarılarına giden yolda insani değerleri kazanabilmeleri olmalıdır. Bütün bunları yapabilmek için çocuklarımızda ilgi istek ve çalışma azmi uyandırabilmeyi hedeflemeliyiz.   Tek hedefi bütün sınavlardan 100 almak olan çocukların ve ailelerinin durumu düşündürücü açıkçası. Aileler azim ve düzenli çalışma ile hırs ve baskı kurma arasındaki ince çizginin farkında olmalıdır. Ne yazık ki azim ve kararlılığın yerini hırs ve kaygı aldığı an (aileler fark etmese de ) çocuklar kendilerini yetersiz ve değersiz hissediyor. Hiç istenmeyen, onların küçücük yüreklerinde kalıcı hasarlar bırakabilecek bir süreç başlıyor.   Maalesef hayat bir yarış ve bu yarışta bütün sorumluluğu çocuklarınıza taşıtmayın her zaman düzenli, ilgili, kucaklayıcı bir tavırda olmayı unutmayın. Emek mutlaka karşılığını bulacaktır.     Bu hafta karne alacak tüm öğrencilerimize sevgiler diliyorum. Başarı siz istediğiniz ve üzerinize düşeni yaptığınız zaman mutlaka gelecektir.  

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol