BEN ÖLÜRKEN SEYRETTİNİZ Mİ?
Mısır’dayım,
Suriye’deyim,
Doğu Türkistan’dayım.
Ben savaşın olduğu her yerdeyim. Dinim, dilim ırkım yok yaratılmışlardan biriyim.
Kanım caddelere akıyor. Onların planları tarihin sayfalarında hiç tozlanmamış; para, silah onlarda, hedefleri net, tuzaklar derin, nişancılar keskin.
Tam beynimden vuruyorlar. En çok korktukları yerden. Bir alev alıyor vücudumu sıcak çok sıcak oluyorum, sonra üşüyorum.
Ayaklarım hiç bu kadar üşümemişti, hiç böyle kanı çekilmemişti.
Herkesin gözü önünde ölüyorum. Özgürlük için ölmek, direnenleri, başkaldıranları öldürmekten daha şerefli bunu biliyorum.
İnsanların vicdanları kafeslerde, hisleri donmuş, gözleri akan kanları görmez olmuş.
Elimi tutan yok. Masum kanıyla kirlenmiş elleri alkışlayan çok.
Oysaki her yol mübah değildir. Bu çetrefilli, çirkin, kana bulanmış yollardan varılmaz hedefe.
Niçin ölüyorum?
Televizyonlarından izliyor milyonlar bir çocuğun vurulup ölüşünü, niçin?
İnsanlar kendi iradeleriyle yaşamlarını şekillendirmek istedikleri için mi?
Hür yaşam için mi, düşündüğüm için mi öldürülüyorum?
Başkalarının istediği gibi düşünmediğim için mi?
İnsanlar neye direnir, neden ölür?
Kazanan ne kazanır, insanlık neyi kaybeder, tarih neyi yazar?
Şu an yok belki ama bir gün halimi anlayanım çıkar.
Necla Coşkun