IŞIKLAR, DURU VE KALKO
Bu haftaki köşe yazım da uzun süredir Silivri’nin gündemini meşgul eden bir konuya değinmek istiyorum. Bir Silivrili ve Silivrispor’lu olarak naçizane düşüncelerimi sizlerle paylaşmak niyetindeyim.
Belki Silivrispor ile ilgili süreci takip etmeyenleriniz vardır. O yüzden kısa bir özetle başlayalım…
Bilindiği üzere ilçemizin güzide kulübü Silivrispor zorlu bir maratonun ardından, Play-Off mücadelesini Şampiyonlukla tamamlayarak 2. Lig’e çıktı. Geçtiğimiz sene ligin dibine demir atmış ve son maçlar da Lig’de kalmayı başarmıştı. Bir sonraki sezon elde edilen Şampiyonluğun bu yönüyle de büyük bir anlamı var.
Geçtiğimiz sene sadece sıralamayla ilgili değil, maddi konularla ilgili de bir çok spekülasyon dile getirildi. Kulübün büyük bir borcun içerisin de olduğu ve ödenemez bir hale geldiği dilden dile dolaştı. Öyle ki kulübe yeni bir başkan ve yönetim gerekiyordu. Kulisler yapıldı teklifler götürüldü derken son olarak Silivri de Eğitimcilik yapan Ümit KALKO Silivrispor başkanlığına getirildi.
Teklif kimden gitti? Ümit KALKO’nun Başkan olmasını kim istedi? Ya da Ümit KALKO illa ben Başkan olacağım mı dedi bu konulara hiç girmiyorum. Çünkü tamamen sonuç odaklı ve iddiaların olmadığı bir yazı olmasını istiyorum.
Her Neyse…
Ümit Bey Başkan oldu ve Silivrispor ’un başına geçti. Yönetimi, teknik heyeti ve futbolcularıyla birlikte Silivrispor’u Şampiyon yaparak 2. Lig’e çıkmasını sağladı. Buraya kadar her şey normal görünüyor…
Ama Şampiyon olunmadan birkaç ay öncesin de Ümit Bey ve Belediye Başkanı arasın da sorunlar olduğu kamuoyuna yansıdı. Önce Silivrispor yönetiminden birkaç ismin istifa etmesi, hemen akabinde de Belediye Başkanı’nın Ümit KALKO ’dan istifa etmesini istemesi gibi anlaşılamayan absürt süreçler yaşandı.
Kimse bir anlam veremedi bu duruma. Dışardan göründüğü kadarıyla herkes işini yapıyordu. Futbolcusu, teknik heyeti ve yönetimi… Öyle ki ara sıra alınan başarısız sonuçların ardından Yönetim bir karar alarak Teknik Direktör değişikliğine gitti. Bu iyi bir şey gibi görünmese de Silivrispor yönetiminin iyi gitmeyen bazı şeyleri düzeltmeye yönelik bir adımıydı. Takımın sezon sonunda Şampiyon olması bu değişikliğin en azından kötü bir karar olmadığını da göstermiş oldu.
Takım Şampiyon oldu olmasına ama bu başarı hiçbir derde deva olmadı. Belediye Başkanı ve Ümit KALKO arasında ki çatışma giderek büyüdü. Öylesine büyüdü ki artık kamuoyu önünde atışmaya başladılar. Karşılıklı suçlamalar ve ithamlar birbirini izledi. Bu tartışmalar, Belediye Başkanı’nın da baskısıyla yönetimden istifalara neden oldu. Belediye Başkanına yakınlığı ile bilinen bazı isimler teker teker Silivrispor yönetiminden istifa etmeye başladı. Bir, iki derken bu sayı 10’ları bulmaya başladı. Sadece birkaç isim Belediye Başkanı’nın baskılarına boyun eğmeyerek istifa etmediler. Belediye Başkanı’nın yönetimin tamamını istifa ettirerek Ümit KALKO’yu düşürme planı tam tutmadı derken Denetleme Kurulu Olağanüstü Kongre kararı aldı.
30.06.2017 de yapılan Olağanüstü Kongre için iki aday çıktı. Birincisi tabiri caizse darbeyle koltuğundan edilen mevcut Başkan Ümit KALKO, diğeri de Silivri’nin tanınmış simalarından Akgün DURU. Akgün DURU Belediye Başkanı'nın desteğini arkasına almış bir adaydı. Bu durum şu açıdan çok önemli. Silivrispor delegelerinin büyük bir kısmı Belediye Başkanı'nın kontrolün de ve olası bir seçim de Belediye Başkanı'nın işaret ettiği kişinin seçimi kazanması da en büyük olasılık. Ümit KALKO da bunun farkın da olacak ki ağır bir mağlubiyet alma endişesiyle Kongreye iki gün kala adaylıktan çekildi ( Bence en büyük hatası buydu ).
Kongre günü gelip çattığında belki de Sİlivrispor tarihinin en kritik kongrelerinden biri yapıldı. Belediye Başkanıyla uzun süreli tartışmalar yaşayan Ümit Başkan, Adaylığını açıklayan Akgün DURU ile de karşılıklı polemiklere girdi. ( Bu ikinci hatasıydı ) Bazen iki tarafın da terbiye sınırlarını zorladığı bu atışmalar ortamı iyice germişti ve bunun neticesin de Kongre polis müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. Başkanlık dönemiyle ilgili kürsüye çıkıp konuşan Ümit KALKO, Üyeler tarafından Yönetim döneminin ibra edilmemesine tahammül edemedi. Söz alarak geçmiş dönemler de kendi döneminden daha kötü tablolara rağmen ibra edilen yönetimler varken, bu yapılanın büyük bir haksızlık olduğunu dile getirdi ve salonu terk etti. ( Buda başka bir hatası )
Ümit KALKO Yönetimi’nin ibra edilmemesi akla hayale sığmayacak bir terbiyesizlikti. Yani Ümit KALKO salonu terk etmekte ne kadar haksızsa, yapılanın yanlışlık konusunda da o kadar haklıydı. Karşılıksız çek ve senetlerin havada uçuştuğu, Kulübün hiçbir başarısı olmamasına rağmen borcun sürekli arttığı, kulübe haciz emirlerinin geldiği dönemler bile ibra edilirken, Kulübü Şampiyon yapmış, kendi dönemine ait tüm harcamaları bütçesinden karşılamış ve geçmiş dönemden kalma 700.000 TL gibi bir borcu ödemiş olan yönetimin ibra edilmemesi tam bir utanç tablosuydu. Öyle ki Ümit KALKO da göreve geldiğin de kendisinden önceki dönemin yönetimini tüm olumsuzluklara rağmen ibra etmiş ve kabullenmiş biriydi.
İbra edilmeyen dönemiyle ilgili haksızlığa uğrayan KALKO, salonu terk ettikten sonra arkasından yapılan konuşmalar sebebiyle salona tekrar döndü ancak konuşma yapmasına izin verilmedi. Karşılıklı bağrışmalar hakaretler ve itiş kakışlardan sonra kongre sonuçlandı ve Akgün DURU Silivrispor ‘un yeni başkanı oldu. Hayırlısı olsun diyelim... Diyelim ama olur mu pek emin değilim.
Şimdi...
Ben şahsi olarak Akgün DURU'ya Ümit KALKO'ya olduğumdan daha yakın birisiyim. Ümit Beyle sadece bir iki kere tokalaşmaktan öteye giden bir iletişimimiz yok. Ama Akgün abi yakinen tanıdığım sevdiğim takdir ettiğim haftada bir iki defa karşılaşıp hal hatır sorduğumuz bir abimdir. Kişiliği ve karakteri noktasında olumsuz tek kelime bile edemem. Aksine şahsıma ve çevresine yaklaşımını düşündüğüm de olumlu birçok düşünceye sahip olduğumu da itiraf etmeliyim.
Tüm bunları göz önünün de bulundurduğum da Akgün abinin bu süreçte daha farklı bir davranış sergilemesini beklerdim. Yani onun kişiliğine ve karakterine daha çok yakıştıracağım adımlar atabilirdi. Bu benim kanaatim elbette. Şuan ki mevcut durum da ki davranışlarına çok hatalı ya da çok yanlıştı demek haddim değil. Onu tanıyan ve olumlu düşünceleri olan biri olarak kendimce farklı bir duruş sergilemesini beklerdim sadece.
Mesela...
Ümit Bey'in aday olmadığı bir ortam da elbette taşın altına elini sokmasını takdirle karşılardım. Geçmişte olduğu gibi Silivrispor için zamanından, işinden, gücünden, ailesinden hatta parasından fedakârlık etmesini ayakta alkışlardım.
Ama öyle olmadı... Ümit KALKO Başkanlığa tekrar aday oldu...
Bir darbeyle koltuğundan indirilen Ümit KALKO tekrar aday olduğun da Akgün abinin aday olmasını beklemezdim. Bu durumun onun için de yanlış olarak kabul edilmesini ve haksızlığa uğrayan Ümit KALKO'nun arkasında durmasını beklerdim. Başlarda aday olmadığını söylemesine rağmen, sonradan aday olarak çıkmasını ve bunu da Belediye Başkanı'nın telkinleriyle yapmasını doğru bulmadım. Bir grup insan Ümit KALKO'ya yazık ederken, Akgün abi de bu sebeplerden dolayı kendine yazık etmiştir diye düşünüyorum.
Çünkü bu günler hatırlandığında, bu süreç konuşulduğun da haksız bir şekilde görevinden uzaklaştırılan bir başkandan sonra göreve geldiği de konuşulacaktır.
Çünkü çok büyük başarılara imza atsa bile Başkanlık süreciyle alakalı ne zaman konuşulsa bu yaşanan hadiseler gündeme gelecektir. Ve tabii ki bu süreçte Akgün Abi’nin nasıl bir tavır aldığı da sorgulanacaktır.
Yıllar sonra bu günler hatırlandığın da Akgün Abinin Ümit KALKO'ya yapılan haksızlıklar da payı olup olmadığı sorgulanmayacak mı?
Başarılı olsa bile sorgulanacak olan bir süreç orta da dururken, ya başarısız olduğunda ki bu büyük vebal ne olacak?
Peki, Akgün abi bu ithamları hak ediyor mu? Elbette hak etmiyor... Bundan zerre kadar şüphe de duymuyorum.
Ama gel görelim ki bu ithamların ve bu iddiaların konuşulmasını önleyecek hiçbir adım da atılmadı.
Keşke böyle olmasaydı...
Keşke Silivrispor taraftarını tatmin edecek açıklamalar yapılsaydı da, kimsenin zihnin de bir haksızlık yapıldığı düşüncesi olmasaydı.
Keşke Ümit KALKO'ya teşekkür ettiğimiz, Akgün abiye de başarılar dilediğimiz bir Kongre yapsaydık...
Biz yine de sözün sonunda Ümit KALKO'ya teşekkür ederken Akgün DURU'ya da başarılar dileyelim. Ve güzel şeyler olacağına dair ümidimizi kaybetmeyelim…
Kim bilir belki de Akgün Abi’nin ilk icraatı geçmiş dönemin ibrasını sağlamak olacaktır. Daha sonra Ümit KALKO ile bir araya gelerek hizmetlerinden dolayı ona tüm Silivrililer adına teşekkür etmesi ve güzel bir devir teslim töreniyle görevine başlaması imkânsız olmamalı…
Sonuçta hepimizin ortak paydası SİLİVRİSPOR…