Çocuk istismarı denildiğinde belki de akla ilk gelen cinsel tacize veya tecavüze uğrayan çocuklar gelir akıllara. Evet haklısınız aslında bir o kadar daha acı bir durum var ki oda en az taciz ve tecavüz kadar acımasız bir durum. Çocuklu dilenciler. Caddelerde, sokaklarda yürürken kaldırım kenarlarında, köşe başlarında kucaklarında yada yanlarında çocukları ile dilenen kadınları görürüz. Kimimiz duruma acır, üç-beş kuruş atar geçeriz. O anda karşımızdaki manzara dilenen kadın ve onun yoksulluğu veya aciziyet gibi görünür. Kendi kendimize söyleniriz. “gencecik kadınsın dileneceğine git çalış” gibisinden akıl veririz çoğu zaman. Halbuki esas müdahale edilmesi gereken o dilenci kadının kucağında ki küçücük çocuktur. Hiçbir şeyden haberi olmayan ve beklide annesi bile olmayan bir kadının yanında kaldırımlarda gezinmek, para toplamak onun için oyun oynamaktan farksızdır. Yazın sıcağında, kışın soğuğunda her daim sokalar dadır onlar. Gözünü para bürümüş ve kolay para kazanmayı yaşam biçimi haline dönüştürmüş ebeveynlerinin ekmek teknesine dönüşmüşlerdir. Bu çocuklar zamanla büyüdükçe, çocukluktan gelen dilenme ve kolay para kazanmayı yaşam biçimi haline getirecek, etraflarında ki insanlar tarafından dışlanmanın ve ezikliğin verdiği güçle birer suç makinesine dönüşeceklerdir. Bunun bir çok örneğini çevremizde gerçekleşen suçlar da görmekteyiz.
ATO Raporunda “Dilenci Mafyası” iş başında
Dilenen veya dilenmeye zorlanan çocukların, yada zorla çalıştırılan ( mendil, kalem, satma, araba camı silme vs.) çocukların ifadelerinde – bu mendilleri satamazsam dayak yerim. Gibi ifadelere rastlanmakta. Bu da gösteriyor ki küçücük çocukların sırtından para kazanarak beslenen dilenci mafyası apaçık bir şekilde iş başında. Bu konuya ilişkin yaptığım araştırma da, 2004 yılında ATO ( Ankara Ticaret Odası)’nın ''Neler oluyor bize?'' adlı raporuna rastlardım. Dilencilerin genellikle boş arazilere kurulan derme çatma çadır ve barakalarda göçer guruplar halinde yaşadığı belirtilen raporda, dilencilik mafyasının, sabah erken saatlerinde, dilencileri buralardan toplayarak, arabalarla parsellenen noktalara dağıttıkları ifade ediliyor. Dilenme süresi boyunca dilencilerin, bu kişiler tarafından sürekli kontrol altında tutuldukları, dilendiren ve dilenen arasında adeta bir emir komuta zinciri oluşmuş durumda olduğundan bahsediliyor. Raporda, dilenci mafyasının adının çok sık çocuk kaçırma olaylarına karıştığı, kaçırılan çocukların, sakat bırakıldığı, ilerleyen yaşlarında dilendirildiği bildirilerek''Henüz kemik gelişimi sağlanmadan, çok küçük yaştaki çocukların kıkırdakları üzerine baskılar yapılarak, bedensel deformasyon yaratılıyor. Kol veya bacaklar kırılıp, kemiklerin yanlış kaynatılması gibi insanlık dışı yöntemler de kullanılıyor. Çocuk dilenciler, ne zaman ve hangi yöntemlerle sakat bırakıldıklarını çoğu kez hatırlamıyor bile. Çocukların cinsel taciz başta olmak üzere her türlü işkenceye maruz bırakıldığı ifade edilen raporda, doğal olarak bu çocukların ilerleyen yaşlarında toplumdan öç alma duyguları en üst düzeye çıktığı, adeta birer suç makinesi haline dönüştüğü anlatılıyor. Bir başka acı durum ise, dilencilik mafyası, eleman bulamadığı zaman özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki yoksul ailelerden, aylık 200-250 milyon liraya çocuk kiraladığı, felçli ve engelli çocukların kirasının iki katına çıkabildiği belirtildi. Sefalet ve perişanlık içinde yaşayan ve sık sık cinsel tacize uğrayan bu çocukların, istenilen hasılatı toplamadıkları takdirde, işkence dahil her türlü şiddete maruz kaldıkları kaydedilen raporda, öldürülme korkusu içindeki çok küçük yaştaki bu çocukların, gerekli hasılatı toplamak için gasp, hırsızlık gibi her türlü yasal olmayan yola başvurmak zorunda kaldığı da işlenen konular arasında.
Şevket Kotil’ e destek olmalıyız
Eminim yukarıda bahsettiğim konuları okurken benim gibi sizlerinde tüyleri diken diken olmuştur. Ama durum maalesef bundan ibaret. Bu durum yaşadığımız şehir Silivri’de de böyle. İlçemizde ki çocuklu dilencilerinde sabah erken saatlerde minibüslerle bırakılıp akşam saatlerinde de toplanıp ilçe dışına doğru gittiklerini duymaktayız. Özellikle kız çocuklarının eğitimi ve gelişimi için çok önemli açıklamalar da ve tespitlerde bulunan Kotil Vakfı ve Edanur Çocuk Şefkat Evi Yönetim Kurulu Başkanı Şevket Kotil’in haklılığını göreceksiniz. Bu eğitim gönüllüsü hayırsever iş adamımıza destek olup mücadelesine ortak olmalıyız.