Dün gece, AVALON’DAYIZ…
Sihirli bir köşeden bakıyor ve dalıyoruz anılara !..
Silivri’nin yanı başında, denizin hemen kenarı,
Marmara’yı kucaklarcasına.
Sihirli bir köşeden bakıyor ve dalıyoruz anılara !..
Silivri’nin yanı başında, denizin hemen kenarı,
Marmara’yı kucaklarcasına.
Ay, o berrak o sade zarafetiyle ağır ağır
Aydınlatırken ve gecenin tülünü sıyırırken
Beyinler de kilitlenmiş düşünceler bir bir
Serpiliyor, yıldızlara dostçasına !..
Doğanın bu bulunmaz dolunay efsanesinde
Hatırlamalı, unutulmaz geçip giden anıları
Ötelerde kalan, artık ele geçmez giden zamanı…
Kıyı, deniz ve kum üstü çimlerde
Birkaç vazgeçilmez dostla
Dalarken biz de , kısacık uçup giden sohbete…
Bir dost sünnet düğünü var, ana baba heyecanlı,
Konuklar, gençler, cıvıl cıvıl çocuklar…
Ve çoğunluğu da orta yaş civarı,
Ana baba, dostlar, özlenen yakınlar !
Kim bilir,
Ne zaman, kaç vakit sonra bu anlar da anılır !
Avalon günleri, bu muhteşem mehtap da
Umarım, uzun yıllar yerli yerinde saklanır !..
Ay üstüne bir not düşüyorum ;
Bu mehtaplı gecede,
Bu vefasız dünya’yı görmek ve anlamak var ya,
Varsa sevgi kalıyor geride, tek miras ,
Atın gitsin, işe yaramaz, gerisi bomboş ihtiras…
Daha dün gibi, aylar geçmiş aradan,
Ben de sevgili Meleğimle son yemeği burada
Dostlarla, böyle bir mehtap gecesinde yemiştik !
Kaç ay geçti gitti aradan,
Sayılı günlerin farkına bile varamadan,
Avalon’da mehtabı ve dostları
Hiç ama hiç unutamadan...
Selam olsun yarınlara, kaldıysa görülecek zamana !
Yoktan üzüntüler yaratan,
Sonradan mumla aranan,
Veda olsun, solup giden vefasız anılara!..