HEYKELİ DİKİLMESİ GEREKEN EFSANE KADIN

Gelişmeleri hepiniz biliyorsunuz, tekrara gerek yok, ülkem adına çok üzülüyor ve nereye gittiğimizi çözmeye çalışıyorum ve birçoğumuz gibi bunu ben de başaramıyorum.

Hukukçu olmadığım için de konu hakkında yorum yapamam.

Ama eski sosyal demokrat, yeni AKP’li değerli Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’ın, Türkan Saylan için;

 “Bu kadıncağız velev ki bu işin içinde olsun. Onu görme ya, görme ya! Daha neler var, onu görme ya!” demesi ve bu üslup beni iyice utandırdı ve bir kadın olarak üzdü.

Adına “hukuk devleti” denen demokratik ve laik T.C. hala demokrasiyi hazmedememiş, hukukun ayaklar altına alındığı bir korku toplumuna hızla dönüştürülmüştür.

Senin probleminde hukukun üstünlüğü, sana karşı olanlara ise her tür hukuksuzluk.

Türkan Saylan asla ve asla acınacak bir kadın değil, evet hasta hem de ölümcül hasta, ama hastalığı ve yaşına rağmen dimdik duruşuyla, özveri ve kararlılığı ile cehalete meydan okuyor.

Ne zaman ki Türkan Saylan’a yönelik bu operasyon bumerang gibi AKP’ye geri döndü, AKP içinden bile cılız da olsa itirazlar başladı.

Türkan Saylan’ın akademisyenliği ve bu ülkeye yaptığı sağlık (özellikle lepra ve lepralıları insan yerine koyup yardım etmek için çırpınması ve başarısı) ve eğitim hizmetleri tartışılmaz.

Ama üsluplarında bile kadını küçümseme, acıma ile karışık kollama erkek egemen toplumun iflah olmaz, habis uru.

İşte tam da bu nedenden Türkan Saylan gibilere bu ülkenin çok ihtiyacı var, kızların okutulması için bu denli çaba harcayan, kendini feda eden Saylan’lara.

Geleceğin anneleri olacak; kız ve erkekleri yetiştirecek kızların eğitilmesi, toplumun çağdaşlaşması demek, tabii ki kızların 15 yaşında evlendirilebildiği toplumda cemaatlerin buna izin vermesi beklenemez.

Hüseyin Üzmez gibilerin kurtarılması için her tür hukuksuzluğu yaratanlar, Türkan Saylan gibilere aslan kesiliyor, ama o davanın seyrini bile değiştirebilecek onurlu istifa yine bir kadından geliyor.

20 Nisan tarihli Vatan Gazetesi yazarlarından Ali Saydam’ın köşesinde Konda Araştırma ve Danışmanlık’ın  “Biz Kimiz” adını verdiği  “Hayat Tarzları Araştırması” ‘ndan birkaç örnek vardı;

* Kadın çalışmak için eşinden izin almalı % 49.9 “evet”
*Kadınlar kolsuz bluz giyip dışarı çıkar % 57.1 “hiçbir zaman”
*Hiç kitap okumam % 69.8.

Eh, işsizliğin artmasındaki “suç” da iş arayan kadınların çokluğu.

Ben bu efsane kadının yaşarken heykelinin yaptırılması gerektiğini düşünenlerdendim, ama yukarıdaki örneklerden de görüleceği gibi yanılan ben ve benim gibiler…

Az bile yapılmış Türkan Saylan’a, aslında aşk mektupları da alınıp ortalığa saçılıp bir de belden aşağı vurmalı, bu halinde ve bu yaşında sürdüğü kırmızı ruj da (komünizmi çağrıştırıyor yada darbenin rengi olabilir) sorgulanmalı, başındaki rengarenk bandanalara değinmiyorum bile….Onu dinci basın bir güzel açıklamış!!!

Hoşça kalın, sevgiyle kalın….

***Ayrıca sevgili yorumcum çok özür dilerim ben yanlış anlamışım, eminim gramerin de çok iyidir, ama uyduruk Silivri sitesinin uyduruk köşe yazarcığının da anlama kapasitesi bu kadar işte, ne yaparsın?