Ankara da Dr. Zekayi Tahir Burak Hastanesinde Mart 2008’de yeni doğmuş 27 bebeğin 1 hafta içinde öldüğü ve ölümlere de hastane virüsünün neden olduğu yazılmakta..ve de bu konuda sadece morg görevlisine bebeklerin cesetlerini karton kutu içerisinde teslim ettiği gerekçesiyle ceza verilmesi ön görülmüştü . Sağlık bakanlığı müfettişlerinin doktorların görevlerini ihmal etmediğine dair rapor verdiği Ankara’nın Valiliğinin de onayladığı bu olayı sanki ikinci kez yaşıyor gibi hissettim kendimi..
Evet, ben bu filmi ikinci kez seyrediyordum… Yıllar önce Dr. Fahri Atabey’in İstanbul Belediye Başkanı ve Zeynep Kamil Hastanesinin de Baş Hekimi olduğu zaman yaşamış ve o zamanki gazetem Tercümanda da yazmıştım.
Milli güreşçilerimizden Gazanfer Bilge’nin Zeynep Kamil Hastanesine vakitsiz doğan bebekler için KUVÖZ bağışlayacağını bizzat kendisinden duymuş ve birlikte hastanedeki teslim törenine katılmıştık.
Törenden sonra en geride kalmış bir hastabakıcının kulağıma fısıldadığı: “BURADA SIK SIK BEBEKLER ÖLÜYOR.” Cümlesini araştırmaya başlamış ve özellikle kuvözlerin içinde bebeklerin yer aldığı bölümde dikkatimi yoğunlaştırmıştım.
Bebekler kendi aralarında bir protesto kararı almışçasına stresli hareketler yapıyor ve bir taraftan da hayata sarılmaya çalışıyorlardı.. Gözüme en az üç adet yanan elektrik sobaları ilişti ve 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Lefkoşa da Saray Otelde başıma gelen olayla bu ölen bebeklerin bağlantısı bir film şeridi gibi başımın içinde dönmeye başladı.
Saray Oteli’nin kaloriferleri çalışmadığı için akşamları odalarımıza verilen elektrik sobaları ile ısınmaya çalışıyorduk..Bir gece dilim damağım kurmuş bir vaziyette uyandığımda fenalık geçirdiğimi ve havanın soğukluğuna bakmadan camı açıp derin derin nefes talimleri yaptığımı ve bu durumunda odanın havasındaki oksijeni yakan,tüketen elektrik sobası olduğunu anlamıştım.
Şimdi yine başımın içinde dönüp duran Ankara’da ölen bebekler için bir sual var ; Kuvözlerin bulunduğu odalarda ısıyı takviye gerekçesiyle elektrik sobaları varmıydı?
Ankaralı meslektaşlarımın bu konuyu birde bu açıdan ele almalarını öneriyor ve sorumsuz hastane yetkililerini de bu vesile ile bir kez daha uyarıyorum.