Esnafın çığlığı
Başbakanımızın kapanan işyerleri ve kredi kartları için yanlış bir zaman ve zeminde söylediği sözlere çok kırılmış olarak topluca isyan halindeler.. İşte esnaftan inciler;
-“Başbakan haklı, eğer becerikli olsaydık hepimizin gemisi ve çocuklarımızı yurtdışında okutturacak dayısı ve amcası olurdu” diyordu ilk sözü alan esnaf…
Açık oturuma katılan bakkalından, kamyoncusuna, kasabından, mermercisine kadar değişik meslek kuruluşlarına ilaveten hurda sektöründe çalışanların içinden biri;
-“İşçilerimizin aylıklarını veremiyorum. 40 senedir becerikliydik de şimdi mi beceriksiz olduk?” diyordu.
3 işyeri olan firma sahibi ise;

-“Altı aydır siftah yapamadım.. Evvela işyerlerimi kapatmak, 40 işçimi işten çıkarmak zorunda kaldım.. Sonra da bozulan sinir sistemimden dolayı intihara kalkışıp hastanelik oldum…Şu anda trafik kazası geçiren anneme ilaç alamayacak durumdayım” diyerek içini döküyordu..
3 çocuk annesi bir kadınımızda; bir yıldan beri işsiz olan kocasına destek olmak için çalıştığını, okuyan çocuklarına yol parası dahi veremediklerini söylerken bir diğeri;
-“Ev yemekleri yaparak geçimimizi sağlamaya çalışıyorum.. Ancak; günde 40 milyon masraf yaptığım halde kasama ancak 20 milyon giriyor. Kimsenin değil üst baş, yiyecek hali kalmadı” diyordu..
Kasaplık yapan biri de; dükkanına gelen bir müşterinin iki adet kanat istemesini iki kilo anladığında o kişinin mahçup yüz ifadesini unutamadığını söylerken İzmir’den gelen ve 2 deri konfeksiyon sahibi;
-“Şuan da ihracat durdu, oysa yanımda 60 kişiye ekmek yediriyordum.. 20 milyon kredi borcum nedeniyle ikisini de kapatmak ve işçilerime yol vermek üzereyim” diye içini döküyordu..
Krizin, başbakanımızın dediği gibi “Teğet geçmediğini, tam tersine her meslek dalının üzerinden “silindir gibi” geçtiğini söyleyen bir esnafta;
-“27 milyar kredi kartı kullanan insanımız var.. Başbakanımızın bu kartları kullananlar için “dürüst değiller” demesini kınıyoruz.. Biz bu kartlarla o’nun sandığı gibi lüks eşyalar değil, mutfakla ilgili ihtiyaçlarımızı, hastalarımız içinde ilaçlarımızı ve de küçük çocuklarımızın sütünü almağa çalışıyoruz”
Mardin’de 22 yıl öğretmenlik yapıp emekli olmuş bir kadınımız da; emekli maaşı yetişmediği için akşamları bir gazinoya paspas işçisi olarak çalıştığını söylüyor ve;
-“Bu mu beceriksizlik, şuanda ben o’nun yerinde olsam kadın halimle memleketi daha iyi idare ederdim” deyiveriyordu…
M. Ali Birand’ın “sorunun çözümü” konusunda açtığı suale de hemfikir olarak; bankaların ve Türk firmalarının özelleştirme adı altında yabancılara satılmaması, özellikle hediyelik eşya konusunda tüm piyasalarımıza “ucuz eşya” adı altında giren çin işi alışverişin durdurulmasını, korsan taksiciliğin önlenmesini önererek;
-“Bizi bu duruma sokmuş olanlara ilk olarak yerel seçimlerde, sonra da genel seçimlerde cevabımızı vereceğiz dediler ve nitekim “sarı kartlarını” yerel seçimlerde gösterdiler..”

İyi ki bu ortamda esnaf değilim diyerek gecenin ikisine kadar izlediğim bu programdan sonra halime şükrettim.
Bu vesile ile güzel Silivri’mizde beş sene süreyle görev yapacak olan CHP’li belediyenin her kademesindeki insanlarımızı kutluyor ve yeni belediye başkanımız Sayın Özcan Işıklar’a kolay gelsin diyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol