Bizim kadınlarımız

Ne mutlu diyemiyorum. Zira, dünyayı sarsan küresel krizden kadınlarımızda nasibini aldı ve sosyal hayata katılım derdine düştü..
            
Sakarya Üniversitesi’nde düzenlenen Uluslararası Kadın Çalışmaları Kongresine katılan TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ 2001 krizinden daha fazla iş arama talebinin arttığını, hem kadınlar ve hemde erkekler için 2009 u ‘‘KAYIP YIL’’ olarak değerlendiriyor. ‘‘2010’ uda kaybetmemek için bazı yasal işlemler yapıldığını, ancak bunları hayata geçirecek yollar bulunmasını, örneğin; çocuk kreşleri ve yaşlı bakım evlerinin çoğaltılması halinde kadınlarımıza iş alanı açılabileceğini ve yerel yönetimlerin atabileceği bu adımında
Kadınlarımızı evden çıkartıp ekonomik hayata atılmalarına yardım edecektir’’ diyor.

Sayın Arzuhan Yalçındağ’ ın kongrede sözünü etmediği ya da unuttuğu birde kocalarından şiddete maruz kalmış kadınlarımız var… bu kadınlarımız isteseler de herhangi bir iş konumunda çalışamaz ve dayak korkusu ile başlarını evin camından bile çıkaramazlar.. Bunları arayıp bulmak ve bir çatı altından korumaya alarak örneğin; Anadolu yakasındaki Kadıköy belediyesinin ‘‘MOR ÇATI’’ adı altında yaptığı gibi onları tüketici durumundan çıkarıp el becerilerini ve günlük yaptıkları yiyecek malzemelerini yine belediyenin satış reyonlarında satarak üretici durumuna getirmek ve hem kadınımızın ve hemde kendi masraflarını çıkararak üstelik belediye kasasına kar sağlamak 2006–2007 yıllarında Kadıköy Belediyesin de kurulan komisyonlarda görev yapmış ve iki yıl ‘‘Fener Yolu Gönüllü Başkanlığım esnasında tüm sosyal ve kültürel toplantılarımıza bu kadınlarımızın ürettikleriyle noktaladığım ve evime dönüşte de Belediyenin sabit pazarında yer alan reyonunda arzuladığım yiyecekleri alarak zaman zaman mutfağımı zengin kıldığım için yukarıdaki örneği verdim.. Üstelik evde kendim yaparsam harcadığım para ve zamanın yarısına…

Sanat hayatını ayakta tutabilmek için 12 değişik meslek dalında 31 sene ve halen de ileri yaşıma rağmen çalışan bir kadın olarak ben 2009 krizinden darbe yemiş eşine omuz vermeyen kadınlarımızın kadınlar gününü kutlayamıyorum…
Kabul günlerinde, altın günlerinde, TV lerin, kadın eğlence programlarının müdavini olanlarını da kutlayamıyorum. 
Giyim kuşam derdine düşüp gece kulüplerine boy göstererek bir gecede sigortalı bir emeklinin maaşının iki üç mislini eşine veya erkek arkadaşlarına ödetenlerini de kutlamıyorum… Bunun dışındaki tüm emekçi kadınlarımızın ‘‘KADINLAR GÜNÜNÜ’’
Köylüsü ve kentlisiyle candan kutluyor ve kadın erkek eşitliğine kafa yormuş tahsilli ve genel kültür donanımlı kadınlarımızın siyasete girerek hiç değilse ileriki seçimlerde daha fazla yer almaları ve kadına yönelik her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırarak ÜLKE YÖNETİMİN DE SÖZ SAHİBİ OLMALARINI diliyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol